tbaylan
21.Temmuz.2015, 14:14
Evet arkadaşlar; başlıkta bahsettiğim gibi motorum çalındı. Siz de takdir edersiniz ki hepimizin en büyük korkusudur motorumuzun çalınması. Bir ton para, emek harcayıp satın aldığımız motorlarımıza evladımız gibi bakarız. Üstüne yetmemiş gibi düzenli bakımlarını yapar, toz konmasın diye sürekli siler, temizler, yıkarız. Fakat benim başıma gelen olayda bir takım; hatta epey ilginçlikler var. Hepsini sırayla anlatacağım sizlere.
Gece 23.00 sularında yatmak için odamın yolunu tuttum. Bayramın ikinci günüydü ve içimden pek de birşey yapmak gelmiyordu. Oda sıcak olduğundan 00.00 gibi sigara içmek için odamdan çıktım. Evli olan ablamı da bizim evde görünce şaşırdım. ''Hayırdır? Ne işin var bu saatte?'' diye sorunca ''Birşey alıp çıkacağım'' deyince pek de umursamadım ve yattım.
Sabah 10.00 gibi annem kahvaltı için uyandırdı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı masasına oturdum. Annem, ablam ve ben kahvaltı yapacağız. Bayramın üçüncü günü, yani pazar günü. Pazartesi günü ise motosikletle yola çıkıp İzmir'e dönecektim.
Ablamın binbir emekle içine peynir koyduğu krepi elinden kapıp bir ısırık aldıktan sonra ''Hanimiz benim dul feryadı'' diyerek kafamı balkondan uzattım. Ama o da ne! Motorum yerinde yok. ''Noluyor lan?'' diyerek bir de pencereden baktım. Sanki oradan bakınca yerine gelecekmiş gibi:cheesy:
Annem ve ablam şokta tabii. Hemen yemeyi bırakıp üstümü değiştirdim ve arabanın anahtarını alıp hemen sokakların yolunu tuttum. Her ne kadar orada doğmasam da en ücra köşelerini bilirim oturduğum semtin. En azından bir umut belki binip parçalayıp bir köşeye atmışlardır düşüncesiyle sokakları dolaşmaya başladım. Her ara sokağa girdiğimde umudum biraz daha kırılıyor, daha da üzülüyorum derken polis ekibine rastladim. El işareti yapıp durdurduktan sonra adamlara durumu izah ettim ve plakayı verdim. Ardından karakolun yolunu tuttum.
Karakolda işlemlere başladıktan sonra bir takım sorular sordular. Yedek anahtarı nerede, motor nereden çalındı, saat kaçta farkettiniz vs. tabii cevapladıkça adam bilgisayarda işlemlerine devam ediyor, bir yandan da telsizde haber merkezine anons ediyor durumu. Sağolsun başkomiser de aynı semtte oturduğumuzu ve kendisinin de bir motorcu olduğunu ve içimi ferah tutmamı, bulacağımızı söyledi. İçim biraz olsun rahatladı ama nafile. Giden gitmiş!
Karakolda işlemlerin devam ettiği sırada arayan arayana tabii! Annem bir yandan, ablalalarım bir yandan, kız arkadaşım bir yandan. En son kuzenim arayıp ''Sakın davacı olma, ben motorunu bulucam'' dedi. Ben de tabii ''Nasıl bulacaksın lan sen mi çaldın yoksa?'' diye çıkıştım. İşlemleri yapan polis abimiz de ''Nasıl bulacakmış? Bize de söylesin, aynı taktiği uygulayalım'' dedi. Biz işlemlerimize devam ederken on dakika sonra kuzenim tekrar aradı. "Motorun bende, akşam arabayı bağladılar, sana söyleyemedim. Anahtarı aldım çıktım'' dedi. Tabii ben de sövdüm niye haber vermiyorsun diyerekten.
Neyse polis abilerimizden bayram günü zahmetleri için teşekkür ettik, onlarca özür diledik. Tabii adamlar bozuldu. ''Dalga mı geçiyorsunuz bizle" diye hafiften çıkıştı. Ki böyle bir durum aslında adaleti meşgul etmekten kamu davasına giderdi. Neyse rahatlamış bir şekilde polis abilerimize baklava ve dondurma ısmarlayıp evin yolunu tuttuk. Tabii asıl gerçek bundan da ibaret değilmiş!
Akşam aile saadeti yaşamak üzere Çengelköy'e ablama geçtim. Hem mangal yapacağız, hem de boğaz manzarasına karşı bir kaç kadeh yuvarlayıp muhabbetin dibine vurucaz. Tüm ailem orada. Annem, ablalarım, enişteler, yeğenlerim, motorumu alan kuzenim, onun iş ortağı Mahmut abi ve kız arkadaşım.
Yemek yerken bir kaç muhabbet döndü ve ben de ne oluyor diye bunlara yüklenince asıl gerçek o zaman ortaya çıktı. Motorumu gerçekten çalmışlar! Hem de ailem! Ben gece sigara içmeye kalktığımda Mahmut abiler kamyona yüklüyorlarmış motoru. Hatta o anda paniklemiş ablamlar balkondan bakacağım göreceğim diye. Allah da biliyor ya, o anda baksam elime geçirdiğim kesici, delici, patlayıcı, yanıcı ne varsa saldırırdım onlara doğru.
Gece bunlar oturup bikaç kadeh deviriyorlar, e malum ailem motosiklet kullanmama da karşı. Yetmezmiş gibi İzmir'e de motorla dönücem. Haliyle korkuyorlar. Alkolün etkisiyle ne yapalım ne yapalım derken bu fikir geliyor akıllarına. Mahmut abi Gebze/Darıca'dan arkadaşını çağırıyor. Evin önünde iki manav var, aydınlık. Oradan çalıyorlar. Tabii manavlar geliyor ne oluyor diye. Bizimkiler de durumu izah edince adamlar gülüp tamam diyorlar. işin içinde herkes var. Annem, ablalarım, kuzenim, mahmut abi, hatta manavlar bile var!!
Kamyon ve kalasla geliyor arkadaş. Burada ben girdim araya tabii. Nasıl çaldınız? Disk kilidi, gidon kilidi herşey var. O sırada aydınlatıyorlar beni. Ön tekerden havaya kaldırıp, debriyaja basıp kamyona yükleyip gitmişler.
Aslında bana söylemeyeceklermiş ama annem üzüldüğüme kıyamamış, söylemiş ablamlara o şekilde geri vermişler. Tabii onlar da tutuşmuş, motoru kamera görecek bir açıya yerleştirmiştim. İlla ki oradan çıkacaktı. Sonunda güldük eğlendik gırgır şamata derken geceyi kapattık.
Ama asıl olan şey hırsızlığın provası edilmiş oldu. Demek ki bu kadar kolay imiş motorumuzun çalınması. Buna göre dikkatli olalım arkadaşlar. Tüm tedbirleri alıp bu şerefsizlere göz açtırmayalım. Böyle bir olay gerçekten olmuş olabilir, benim yada başka bir kardeşimizin/abimizin başına da gelebilirdi. Allah korusun diyorum...
Sevgiler.
tb
Gece 23.00 sularında yatmak için odamın yolunu tuttum. Bayramın ikinci günüydü ve içimden pek de birşey yapmak gelmiyordu. Oda sıcak olduğundan 00.00 gibi sigara içmek için odamdan çıktım. Evli olan ablamı da bizim evde görünce şaşırdım. ''Hayırdır? Ne işin var bu saatte?'' diye sorunca ''Birşey alıp çıkacağım'' deyince pek de umursamadım ve yattım.
Sabah 10.00 gibi annem kahvaltı için uyandırdı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı masasına oturdum. Annem, ablam ve ben kahvaltı yapacağız. Bayramın üçüncü günü, yani pazar günü. Pazartesi günü ise motosikletle yola çıkıp İzmir'e dönecektim.
Ablamın binbir emekle içine peynir koyduğu krepi elinden kapıp bir ısırık aldıktan sonra ''Hanimiz benim dul feryadı'' diyerek kafamı balkondan uzattım. Ama o da ne! Motorum yerinde yok. ''Noluyor lan?'' diyerek bir de pencereden baktım. Sanki oradan bakınca yerine gelecekmiş gibi:cheesy:
Annem ve ablam şokta tabii. Hemen yemeyi bırakıp üstümü değiştirdim ve arabanın anahtarını alıp hemen sokakların yolunu tuttum. Her ne kadar orada doğmasam da en ücra köşelerini bilirim oturduğum semtin. En azından bir umut belki binip parçalayıp bir köşeye atmışlardır düşüncesiyle sokakları dolaşmaya başladım. Her ara sokağa girdiğimde umudum biraz daha kırılıyor, daha da üzülüyorum derken polis ekibine rastladim. El işareti yapıp durdurduktan sonra adamlara durumu izah ettim ve plakayı verdim. Ardından karakolun yolunu tuttum.
Karakolda işlemlere başladıktan sonra bir takım sorular sordular. Yedek anahtarı nerede, motor nereden çalındı, saat kaçta farkettiniz vs. tabii cevapladıkça adam bilgisayarda işlemlerine devam ediyor, bir yandan da telsizde haber merkezine anons ediyor durumu. Sağolsun başkomiser de aynı semtte oturduğumuzu ve kendisinin de bir motorcu olduğunu ve içimi ferah tutmamı, bulacağımızı söyledi. İçim biraz olsun rahatladı ama nafile. Giden gitmiş!
Karakolda işlemlerin devam ettiği sırada arayan arayana tabii! Annem bir yandan, ablalalarım bir yandan, kız arkadaşım bir yandan. En son kuzenim arayıp ''Sakın davacı olma, ben motorunu bulucam'' dedi. Ben de tabii ''Nasıl bulacaksın lan sen mi çaldın yoksa?'' diye çıkıştım. İşlemleri yapan polis abimiz de ''Nasıl bulacakmış? Bize de söylesin, aynı taktiği uygulayalım'' dedi. Biz işlemlerimize devam ederken on dakika sonra kuzenim tekrar aradı. "Motorun bende, akşam arabayı bağladılar, sana söyleyemedim. Anahtarı aldım çıktım'' dedi. Tabii ben de sövdüm niye haber vermiyorsun diyerekten.
Neyse polis abilerimizden bayram günü zahmetleri için teşekkür ettik, onlarca özür diledik. Tabii adamlar bozuldu. ''Dalga mı geçiyorsunuz bizle" diye hafiften çıkıştı. Ki böyle bir durum aslında adaleti meşgul etmekten kamu davasına giderdi. Neyse rahatlamış bir şekilde polis abilerimize baklava ve dondurma ısmarlayıp evin yolunu tuttuk. Tabii asıl gerçek bundan da ibaret değilmiş!
Akşam aile saadeti yaşamak üzere Çengelköy'e ablama geçtim. Hem mangal yapacağız, hem de boğaz manzarasına karşı bir kaç kadeh yuvarlayıp muhabbetin dibine vurucaz. Tüm ailem orada. Annem, ablalarım, enişteler, yeğenlerim, motorumu alan kuzenim, onun iş ortağı Mahmut abi ve kız arkadaşım.
Yemek yerken bir kaç muhabbet döndü ve ben de ne oluyor diye bunlara yüklenince asıl gerçek o zaman ortaya çıktı. Motorumu gerçekten çalmışlar! Hem de ailem! Ben gece sigara içmeye kalktığımda Mahmut abiler kamyona yüklüyorlarmış motoru. Hatta o anda paniklemiş ablamlar balkondan bakacağım göreceğim diye. Allah da biliyor ya, o anda baksam elime geçirdiğim kesici, delici, patlayıcı, yanıcı ne varsa saldırırdım onlara doğru.
Gece bunlar oturup bikaç kadeh deviriyorlar, e malum ailem motosiklet kullanmama da karşı. Yetmezmiş gibi İzmir'e de motorla dönücem. Haliyle korkuyorlar. Alkolün etkisiyle ne yapalım ne yapalım derken bu fikir geliyor akıllarına. Mahmut abi Gebze/Darıca'dan arkadaşını çağırıyor. Evin önünde iki manav var, aydınlık. Oradan çalıyorlar. Tabii manavlar geliyor ne oluyor diye. Bizimkiler de durumu izah edince adamlar gülüp tamam diyorlar. işin içinde herkes var. Annem, ablalarım, kuzenim, mahmut abi, hatta manavlar bile var!!
Kamyon ve kalasla geliyor arkadaş. Burada ben girdim araya tabii. Nasıl çaldınız? Disk kilidi, gidon kilidi herşey var. O sırada aydınlatıyorlar beni. Ön tekerden havaya kaldırıp, debriyaja basıp kamyona yükleyip gitmişler.
Aslında bana söylemeyeceklermiş ama annem üzüldüğüme kıyamamış, söylemiş ablamlara o şekilde geri vermişler. Tabii onlar da tutuşmuş, motoru kamera görecek bir açıya yerleştirmiştim. İlla ki oradan çıkacaktı. Sonunda güldük eğlendik gırgır şamata derken geceyi kapattık.
Ama asıl olan şey hırsızlığın provası edilmiş oldu. Demek ki bu kadar kolay imiş motorumuzun çalınması. Buna göre dikkatli olalım arkadaşlar. Tüm tedbirleri alıp bu şerefsizlere göz açtırmayalım. Böyle bir olay gerçekten olmuş olabilir, benim yada başka bir kardeşimizin/abimizin başına da gelebilirdi. Allah korusun diyorum...
Sevgiler.
tb