PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 08.04.2017 Kayseri-Avanos yolculuğu



Mustafa B.
09.Nisan.2017, 01:34
Merhabalar, (Vaktiniz bolsa, okuyacak bir şeyler arıyorsanız nacizane bir yol anısıdır. Çok uzun olmuş o yüzden bu üst notu ekledim.)

Celil başkanımın yönlendirmesi üzerine online geyik başlığında anlık olarak paylaştığım geziyi burda tek başlık altında özetlemek istedim.

Hem ofiste yan bloğumuzda komşumuz olan hemde farklı bir sosyal gruptan tanıştığım ve epeyce samimi olduğum bi arkadaşım var, Honda 125 ace kullanıyor kendisi. Haftaiçi sözleşip haftasonu bi yerlere gazlayalım dedik. Sabah (12 civarı) gözümü açar açmaz pencereye koştum günlük gülistanlık hava var, aradım arkadaşımı ben ofisteyim nereye diyorsan hazırım dedi. Kahvaltı bile yapmadan hazırlandım. Yolda rüzgar çarpar diye termal içliklerimi giydim, deri ceketim deri eldivenlerim, 2 tane buff, asker botlarım içine kalın uzun çoraplar, gün sonunda lan iyiki takmışım dediğim belliğim (bir tek belim/böbreklerim donmamış) tekmili takım hazırlandım yolda ihtiyaç olacak ufak tefek malzemeleri sırt çantama doldurup gazladım ofise.

Hoşbeşden sonra düştük yola, daha 8-10 kilometre gittik Kayseriyi çıkmamıştık ki (organize sanayi bölgesi civarındayız) ilk yağmur damlası vizöre pıt etti. Sağa sinyali verdim güzelce durduk, aramızda kritik yaptık çünki ilerisi ana baba günü, 10 km ilerimiz resmen geceyi yaşıyor, bir on kilometre ilerisi açık görülüyor. Ben napalım diyorum o bana napalım diyor :D

Dönelim dedik, kavşağa girdik, kırmızı ışıkta bekliyoruz vizörleri açtık ben arkadaşıma bakıyorum o bana bakıyor, gözümden ateşler çıkıyor ama. Son kez gidelim mi dönelim mi dedim, gidelim anasını satıyım diyip kırdı sağa :D

Kayseri Avanos 65 km, ilk 40 kilometre hiç ıslanmadık tıngır mıngır gittik, Ace 125cc 4 vites, 5. vitesde oynuyorum o beni geçiyor ben onu geçiyorum keyfimiz gayet yerinde. Avanos 14 km levhasını geçtik önce çok hafif bir yağmur çiseledi hızı azalttık, asfalt ıslansın diye sallanıyoruz 1 km içinde öyle bir dolu başladı ki mermi yağıyor gökten, hem değdiği yeri yakıyor hemde görüş neredeyse sıfır. Otobüs durağına sığındık ama durmuyor mübarek.

Tam yavaşladı dedik çıktık yola tekrar, biz çıkar çıkmaz bastırıyor, arkaya bakıyoruz dönelim diye karanlık ileri bakıyoruz kapkaranlık... Ortada sıkıştık benzinliğe giriyoruz durmuyor basıyoruz kaçalım diye daha çok ıslanıyoruz. 14 kilometre eziyet çektik. Avanos Mado'nun önüne geldik stop ettik, oturanlar acıyarak bakıyor bize, ayağımı sallıyorum su çıkıyor botun içinden o haldeyiz, arkadaşımın montu fabric o daha kötü durumda :( oturduk 1 saat ısındık galon galon çay içtik homeless gibi köşede takılıyoruz ama kasklar masada afilliyiz, çocuklar geliyor kaskları giydiriyoruz, garson kızlara yanlıyorum hafiften herşey çok güzel. Ebubekir korkunun ecele faydası yok dedi, dönecez. Düşünüyorum Hiltonun kapalı garaja atsak motorları otobüsle dönsek diyorum, arasam arabalar gelse bi şekilde sığdırsak motorları diyorum kıyamıyorum kimseye, yağmur durmuyor.

Düştük yola, yağmurluk arasak bulunmaz gitsek gidilmiyor, kırdım benzinliğe;

Kafamda kaskla
-İçine insan sığacak çöp torbası varmı abi diye sormuş bulundum :D
-???
-Ceset değil abi, üstümüze giyicez hale baksana diye bağladım konuyu.

Gülüştük jumbo boy, battal boy 2 paket aldık torba. Açtık delikleri giydik cennet gibi. Ayağı kurtaramıyoruz ayaklar gitti ama göğüs bacaklar tamam. Sıcak parçalara değmeyecek şekilde sarıldık sarmalandık (egzozdan 1 saatte kazıdım namussuz poşeti) karar verdik durmayacaz, ne var ne yok basacaz benim garajda son bulacak bu çile.

65 kilometre boyunca sağanak yağdı, arabalar dalga geçiyor, biz kafayı kırdık deli deli hareketler yapıyoruz, duruyoruz birbirimize bakıp gülüyoruz geri kalkıyoruz. Bağıra bağıra şarkı söylüyorum kaskın içinde, Kayseri'ye girdik yolda yediğimiz yağmurun neredeyse aynısını trafikte sıçramadan dolayı yedik....

Garaja düştük ama berber gülüyor, bakkal gülüyor, kapıcı gülüyor mavi mavi çöp poşetleriyle cayır cayır yanıyoruz mahallede... Poşetleri yırttım attım ceketi çıkardım attım yere, kolumdan giren yağmur sırtıma kadar ulaşmış nalet ettim kendime, motoru satıp bütün parayı ekipmana basacam arkadaş bu neymiş ya dedim, sonra sakinleştim tabi, bi daha yağmurlu havada çıkarsam 2 olsun dedim kendime...
(tutmayacam bu sözü büyük ihtimalle de, en azından bi yağmurluk alayım be)

Bu yolculuktan şunları yazdım aklıma;

Yağmurda yağmur için özel ekipmanlarımız yoksa sürüş sadece eziyet, fakat bi yerden sonra kafayı sıyırıp deli gibi keyif alıyorsunuz.

Varsa sırt çantamızı izole etmeyi unutmamak lazım.

Disk frenleri çok zorlayıp ısıtmıyoruz, suya girince sıkıntı.

Kaskın pedleri yanaklarımıza basıyorsa sakız ciğnemiyoruz, yanaklarımın içi paramparça olmuş fark etmemişim.

Kızaklamadan çok sakınıyoruz, akıntısı doğru yapılmamış yollarda yol boşsa yolu, değilse sağ şeridi ortalamak gerek, en sağdan gideyim araçlar rahat geçsin dememek lazım, sizin de bir araç olduğunuzu kabul edip sollasınlar, zira refujlere yakın yerlere su çok birikiyor.

Benzinlik vs. girişlerindeki beton bağlantılar çok kaygan, üzerinde toprak çakıl filan birikmişse direkt yanlıyor. Kayarken Allah'tan ayağımı vites pedalından kurtarıp yere vurmadım ya ayağım kırılırdı yada mutlaka yatardım kalçamı seleden hafif kaldırıp motoru ters yöne sallayıp kurtuldum son anda.

Yağdı yağacağı kadar bir an evvel gideyim diyip molaları atlamamak lazım 1 bardak çay hayat kurtarıyor.

Yolu çok iyi gözlemlemek lazım yağ dökülmüşse su birikmişse araç solluyorsa yada siz solluyorsanız kat kat daha fazla dikkat lazım. Sıçrayan su ıslanmayı geçtim bir anda görüşü kapatıyor, aynı şekilde araçları yakın takip etmekte görüşü engelliyor. Ben dikkati artırınca elcikleri sıkıyorum bu da daha çabuk yorulmama sebep oldu buna da dikkat etmek lazım.

Yine forumda bi yerde okumuştum 40 derece sıcaklıkta bile motosiklet üzerinde en çok üşüyen yerimiz böbreklerimiz bellik önemli.

Sonuç olarak ya tam teçhizatlı bir yağmurluk/tulum almaya yada ufuk çizgisinde bulut gördüğüm her zaman geri dönmeye karar verdim bir macera bir kere yaşanmalı bence 🤣

Motosiklet soğuyup kuruduktan sonra gaz yağıyla yıkadım, WD40'la gerekli yerleri yağladım, zincirimi, elektrik tesisatımı, hidroliklerimi kontrol edip yatırdım yavruyu. Günlük bakım önemli.


Selam ve Saygıyla...

nedemek
09.Nisan.2017, 02:42
bayağı çile çekmişsiniz ama yol kafayı kırınca eğlenceye dönüşmüş :) tabi o yorgunluk yarın çıkacak asıl yarın tekrar değerlendirmeye almak lazım :) tekerinize taş değmesin dostlar

acryvz
09.Nisan.2017, 11:04
Deliler 😂😂😂😂😂😂😂😂😂

Bizim gibi Tatlı su motorcusu olmadığınız için , motorun gerçek zevkini almışsınız , her yerde her koşulda daima ....

Oğuzhan Ocak
09.Nisan.2017, 11:23
Çok güzel bir anı olmuş bence okurken bile gülümsetti :)bir de yaşamak lazım :D

umut.
10.Nisan.2017, 09:57
Sabah sabah okuyunca hem güldüm hem keyif aldım. Güzel yazı için teşekkürler :Rockn Roll::cheesy:

alibaba07
12.Nisan.2017, 10:07
Daha yeni okuyabildim. Herşeye rağmen güzel bir macera olmuş. Hayatın boyunca unutmayacagin bir anın olmuş. Güzel anılar biriktirmek önemli bence.

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi