PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Çanakkale - 24 saat, 1020 km



infinitedreams
06.Eylül.2007, 04:43
Daha geziye çıkmadan bir hafta önce yazısını yazmıştım gitmiş de gelmiş gibi... hatırladınız mı?
http://www.raptorriders.net/forum/viewtopic.php?t=1525

Neyse... gittik, geldik kazasız belasız. Her şey mükemmeldi... yol, yoldaş, motor ve ben. Sadece rüzgar bazı yerlerde yamulttu bizi, o kadar. Bir de benzinci çocuk vardı. 2 aylık motorcuymuş... on kere fana düşmüş. Bir de Reno Flash vardı... kırmızı ışıkta drag için bize meydan okuyan.

Bir dakka, bir dakka... böyle olmaz. İyisi mi baştan başlamak.

Cuma gecesi EarlyRiders ve MotoGezgin’in kurucularından Trader’ın (Murat Abi) yanına gidip bu rota için bana ödünç vereceği Suzuki V-Strom DL 650’yi teslim aldım. Hayatımda ilk kez 250cc üzeri bir motosikleti 5 dakikadan fazla kullanacak olmanın heyecanı vardı üzerimde… ve cumartesi gecesi çıkacağım yol aklımda. Daha ne olduğunu anlamadan 120’yi gören bir makineden bahsediyoruz burada… biraz saygı lütfen. Tamam belki cruiser değil ama… yine de süper bir makine. Bana o gün için bir Intruder, Shadow falan bulsaydınız, onlarla giderdim.

Her neyse… baktım ki makineyi -ayağım doğru düzgün yere değmemesine rağmen- kullanabiliyorum, ‘tamamdır’ dedim. Cumartesi sabahı, yol için bir-iki ıvır zıvırı tamamlayıp akşamının 21:30’unda Mahmutbey gişelerde sıfırladık tripmetreleri (adını bilmiyorum, yol sayacı diyeceğim buna). İstikamet Çanakkale, niyette geceyi orta yolda bir yerde geçirmek var.

TEM boyunca süratimiz 120’nin üstüne pek çıkmadı. Trafiği bitirip yolu rahatlattıktan hemen sonra öyle bir rüzgar başladı ki Serkan da, ben de şeritte kalmak için ciddi anlamda savaşıyorduk. Hesapta olmayan bu aksilik ilk molamızı erken vermemize neden oldu. TEM’i bitiremeden bir benzinliğe attık kendimizi. Sigaralarımızı yaktıktan sonra Serkan enerji içeceği almak için markete girdi. O sırada ileride parketmiş olan Varadero’yu fark edip yanına gittim. Elli yaşlarında bir adamdı sahibi. Pis motorcu kıvamında bir görüntüsü vardı adamın. Merak ettim… sordum;
- Hocam nereye?
- Italy

Amcam sabah erken saatlerde Kapadokya’dan çıkmış yola. Geceyi Yunanistan’da geçirecekmiş. Adı Andrea olan bu İtalyan köylüsünün İngilizce’si berbattı… ama o kadar motorcuydu ki, anlaşmak için herhangi bir ortak lisana ihtiyaç duymadık. Mail adresini verdi bize çektiğimiz fotoğrafı ona da gönderelim diye. Sonra vurdu kendini yollara.

http://img145.imageshack.us/img145/950/hpim2155dn7.jpg

http://img291.imageshack.us/img291/6963/hpim2157vq0.jpg

Peşinden biz de çıktık. Rüzgarın etkisiyle bizi şeritlerden şeritlere savuran kamyonlarla savaşarak ve her şeye rağmen sürmenin keyfini çıkararak Tekirdağ’a kadar gittik. Serkan için Tekirdağ demek, köfte demektir. Açmış, tokmuş hiç fark etmez onun için. Oturduk, yedik mecburen.
Lokantaya girer girmez kasada hesap ödeyen RegalRaptor tişörtlü adam dikkatimi çekti. “Hadi hayırlısı, bakalım kimmiş” diyerek gittim yanına. Meğerse MotoJunior’un orda tanışmıştık kendisiyle… Sarıkayalar’ın distribütörüymüş… de, adın neydi be abi senin?
Tekirdağ’a gittiğinizde burada yiyin. Nedenini bilmiyorum, ama Serkan ikidir buraya götürüyor beni.

http://img177.imageshack.us/img177/3176/hpim2158qd4.jpg

Serkan’la aramızda gezi sonuna kadar en az 15 kez geçen diyalog ilk burada gerçekleşiyor
N: Serkan duyuyor musun?
S: Neyilan?
N: Yol bizi çağırıyor!

ve oradan da ayrılıyoruz.

http://img246.imageshack.us/img246/5282/hpim2160zq8.jpg

Geceyi Keşan’da geçirme niyetiyle yola çıkıyoruz tekrar. Rüzgar biraz daha azalıyor, biz biraz daha süratleniyoruz. Ara ara pozisyonlarımızı değiştiriyoruz. Uzun farlarım Serkan’ı rahatsız ettiği için arkada sürmek istiyor. Nasılsa gezmeye çıktık diye sık mola veriyoruz. “Uzun yol tavsiyeleri”nin vardır bir bildiği diyerek zorla zorla su içiyoruz. Az gidiyoruz, uz gidiyoruz ve bu kadar erken bırakmak olmaz diyerek Keşan’da kalma fikrinden vazgeçiyoruz. Nasılsa uyumayacağız diyerek bir benzinlikte uzun bir mola veriyoruz. Orada çalışan bir çocuk koşarak yanımıza geliyor. “Abi nerden”, “nereye”, “kaç para bu makine”, “kaçı gördünüz en son” gibi soruların bittiği yerde derin bir “vaaay be!” geliyor çocuktan. Kendinin de motoru var, gösteriyor biz. 125’lik Çelik Motor. “İki ay oldu alalı” diyor ve ekliyor… “On kere falan düştüm”. “Nedir, nasıldır” diyoruz, anlatıyor;

“Bizim köyde şoförler arabayı çok deli kullanır. Ben de bunu bildiğim için virajlara hep açıktan girerim birinin altına girmeyeyim diye. Tabi ben viraja açık girince, motoru da mıcıra kaptırıyorum… düşüyorum”

Öyle bir anlatışı vardı ki… “ben bunu her gün yapıyorum” der gibiydi. “Ders almayı denesen” diyecektim… diyemedim.

“En iyisi geceyi Gelibolu’da geçirmek” dedik. İnanmadık… ama gittik. O yolda aklımda kalan tek şey 200’ü gören ibreydi. 40.000 km’deki motorun sahibi en son 190’ı görmüş!
Haliyle hiçbir şey anlamadan vardık Gelibolu’ya. Gecenin bir yarısı, yol kenarına park edip kenarda uyuyan kamyoncuların arasından geçerek kısa bir şehir turu attık. 24 saat açık bir lokanta bulup çorba içtik… ve 7-8 bardak çay.
Anladık ki sabah burada da olmayacak. İyisi mi, planın yaklaşık 5-6 saat önüne geçip Eceabat’a gidelim.

Gün doğumuna yaklaşık iki saat kala vardık Eceabat’a. Şehitliğin girişindeki tanıtım merkezine bizimle beraber giriş yapan 8-10 kadar otobüs dolusu yolcuyla beraber gezdik tanıtım merkezini.

http://img145.imageshack.us/img145/2167/hpim2167di1.jpg

http://img145.imageshack.us/img145/4729/hpim2170lp5.jpg

http://img145.imageshack.us/img145/6449/hpim2174iw9.jpg

http://img466.imageshack.us/img466/8464/hpim2175dr8.jpg

http://img147.imageshack.us/img147/3853/hpim2182ai4.jpg

Kısmet… işimle alakalı iki tanıdığa rastladım orada da. Küçük turumuzu tamamladıktan sonra Serkan Şehitlik gezisini başlatalım diye tutturdu. Gece vakti ne gezeceğiz, ne göreceğiz diye vazgeçirdim. Oturmayla vakit geçmiyor… “en iyisi uyuyalım” dedik. Ve yarım saat kadar uyuduk.

http://img466.imageshack.us/img466/8546/hpim2188gp7.jpg

Uyanır uyanmaz tura başladık. Şehitliğin her yerini gezdik. Buralarla ilgili anlatabileceğim bir şey yok. Aslında çok şey var ama… 57.Alay’ı, Conk Bayırı’nı, Kilitbahir’i, Seddül-Bahir’i, Arı Burnu’nu, Kanlısırt’ı anlatmaya dilim yetmiyor işte. Ben gittik diyeyim, siz hayal edin.
Çektiğimiz bazı fotoğraflar;

http://img260.imageshack.us/img260/8186/hpim2216pt2.jpg

http://img177.imageshack.us/img177/3449/hpim2230ie6.jpg

http://img184.imageshack.us/img184/5006/hpim2232gy7.jpg

http://img260.imageshack.us/img260/1341/hpim2234ix1.jpg

http://img257.imageshack.us/img257/2839/hpim2237cz6.jpg

http://img260.imageshack.us/img260/4797/hpim2239ax1.jpg

http://img177.imageshack.us/img177/8131/hpim2242pc1.jpg

http://img214.imageshack.us/img214/92/hpim2245hp9.jpg

http://img145.imageshack.us/img145/9450/hpim2246qw4.jpg

http://img260.imageshack.us/img260/2050/hpim2251jn6.jpg

http://img257.imageshack.us/img257/3557/hpim2260zo9.jpg

http://img260.imageshack.us/img260/5334/hpim2265pf9.jpg

http://img177.imageshack.us/img177/8100/hpim2266ww0.jpg

http://img177.imageshack.us/img177/4162/hpim2278px4.jpg

http://img208.imageshack.us/img208/9950/hpim2282yt5.jpg

http://img257.imageshack.us/img257/2360/hpim2292oa4.jpg

ve yine Şehitlik içinde çekilmiş, daha çok “gezdik” fotoğrafları;

http://img145.imageshack.us/img145/2796/hpim2219bi3.jpg

http://img466.imageshack.us/img466/8839/hpim2222qz3.jpg

http://img466.imageshack.us/img466/898/hpim2226vv1.jpg

http://img260.imageshack.us/img260/3853/hpim2228ff9.jpg

http://img145.imageshack.us/img145/6581/hpim2229re3.jpg

http://img145.imageshack.us/img145/8025/hpim2231rk0.jpg

http://img257.imageshack.us/img257/6151/hpim2258ey9.jpg

http://img214.imageshack.us/img214/6623/hpim2272bw6.jpg

http://img524.imageshack.us/img524/5962/hpim2288ve1.jpg

Neden bilmem devamını anlatasım gelmiyor…
Çanakkale’ye geçip Biga, Bandırma, Erdek, Bandırma, Yalova ve Körfezi dolaşarak İzmit üzerinden İstanbul’a geldiğimizi söyleyeyim yeter. Cumartesi sabahından Pazar gecesine kadar sadece yarım saat (motor üstünde) uyuduğumuz için Serkan İstanbul’a 40 km kala hata vermeye başladı. “Bundan sonrası risk olur” diyerek park alanına çekip yine motor üstünde bir saat kadar daha uyuduk… ve evlerimize vardık. Yol sayacı 1.020 km’yi gösteriyordu. Belki elimize IronButt sertifikası tutuşturacak yetkililer şahitlik etmedi gezimize ama olsun. Biz gezdik, biz sürdük… daha ne!

aslanburclu
06.Eylül.2007, 07:30
la nihatım afferim la sana

speedygonzales
06.Eylül.2007, 08:46
:alkis: :alkis: :alkis: :cheesy: :cheesy: :cheesy:

okan
06.Eylül.2007, 09:28
nihatım ii gezmişinde dönüşte regalemi pinecen yine.... senin adına üzüldüm şimdi..... :mrgreen: :mrgreen:

carvalho
06.Eylül.2007, 09:46
Nihaaaaaat, chopper ruhu hafiften enduro'ya kayar gibi olmuş sanki..
Güzel gezi.. Ama bünyeyi yormuşsunuz sanki biraz...

emrahss
06.Eylül.2007, 10:56
Enduro gibisi var mı ya? Tebrikler Nihat kardeş..

altug
06.Eylül.2007, 13:34
tebrikler. ama bir dahakine daha fazla uyku lütfen dikkatiniz için.

deep-impact
06.Eylül.2007, 14:50
Paylaşım için teşekkürler ama inşallah regal'ini yadırgamazsın tekrar binince.

xerline
06.Eylül.2007, 15:09
Güzel gezi olmuş kardeşim, güzel oldugu kadarda anlamlı, Çanakkale nin fotoları bile beni alıp baska yerlere götürüyor, içimi titretiyor. Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Aksu
06.Eylül.2007, 17:33
Resimlerden Çanakkale yi bir daha görmüş oldum sayenizde, Allah razı olsun. Serkan a da selamlar.

sihirli_eller
06.Eylül.2007, 18:59
aksu abi bi gün düzenleyelim bir gezi canakkaleye 18 martta hep birlikte gidelim biraz soguk olur ama

okan
06.Eylül.2007, 19:04
benim doğum günümümü kutlayacaanız çanakkalede.... :mrgreen: :mrgreen: şu işe bah yaa doğum günüm çanakkale zaferi .. evlenme yıldönümüm 19 mayıs bayramı....unut unuta bilirsen.... :?

yasinsubay
06.Eylül.2007, 19:15
nihat kardes harika bir gezi olmus insallah birgun hepberaber yaparız

ToMCaT
06.Eylül.2007, 20:20
tebrikler nihat kardeş...

lunatic
06.Eylül.2007, 20:36
1.

infinitedreams
06.Eylül.2007, 23:59
Chopper ruhunda bir değişiklik yok, endişeniz olmasın. Ama söz konusu günde 1000 km ise insan güçlü bir motor arıyor. Dediğim gibi Shadow, Dragstar vs. tercihimdir... elimizde bir tek DL vardı güçlülerden, onla gittik biz de.

Çanakkale gezisini sakın ha sakın 18 Mart'a denk getirmeyin. Türkiye'nin dört bir yanından gelen 1000'lerce otobüs dolusu insanın kalabalağında doğru düzgün hiçbir yeri gezemezsiniz.

Bir dahakine (fırsatım olursa) uykumu tam alıp tüm günlük rekor bir yol düşünüyorum. Sabah 5'te uyanıp yola çıkmak, ertesi sabah yine o saatlerde -mesela- 1.600 kilometrelik yolu bitirmek. Gezmek, görmek... bir yerlerde takılmak yok. Sadece yemek, sigara, 10'ar dakikalık dikkat toplamak için verilen kısa molalar ve yol.

Evet, bütün bir günümü sadece sürerek geçireceğim bir fırsatım olur olmaz bunu yapacağım.

---

Kendi motoruma bindiğimde bir an acaip geldi. Oturuş şeklinin yanı sıra boyutlarını da yadırgadım. DL'nin diğer büyük makinelerden bile (500-800 arası belki bütün motorlardan daha büyüktür) büyük bir motor olduğunu düşünürsek bu aslında çok normal.
Her neyse... evime varana kadar da tekrar alıştım motoruma. Cruiser kullanmak kesinlikle daha keyifli. Yalnız insan biraz güç istiyor.

Eğer bir gün bir DL'm ve bir Intruder'ım olursa; DL'yi İstanbul içi bir yerlere gitmem gerektiğinde (İşe, birini görmeye, haftaiçi toplantılara vs.) ve kısa zamanlı uzun yol gezilerinde (bu Çanakkale gezisi gibi), Intruder'ı az trafikli şehir içi keyfi turlarda (Pazar sabahı kahvaltıya, geceleri sahil sürüşüne çıktığımda vs.) ve geniş zamanlı piknik, kamp türü uzun yol gezilerinde (kalmalı iğneada, RR Eskişehir buluşması vs.) kullanırım.

handojoe
07.Eylül.2007, 00:16
haklısın...

hadi enduro ve touring'i anlıyorumda şu racing kullananlara kıl oluyorum yahu...

adamlar 240-250 den bahsediyor. bir kurşun gibi gitmenin ne zevkli yanı olabilir ki...

bu hızlı makinalarla çıkarsın bir yarış pistine çatlayıp delirinceye kadar basarsın motora zevkini ve hevesini alırsın...

sonra yüklersin bir kamyonetin arkasına çekersin garajına...

şehir içinde kösele ayakkabılarla ve ütülü gömleklerle biniyorlarmı bu makinaları kusasım geliyor... bu ne yahu...

birde şu 125cc kt mondial kullanıcılarının o zavallı makinaları bir racing gibi kullanmaları yok mu çıldıracağım...

spor ve kösele ayakkabı gene çıldırtıyor beni...

Tayfun
07.Eylül.2007, 02:55
Rotalar yavaş yavaş açılıyor, ama hala en iyisi benim, regal harici motorla yapılan kilometreler sayılmıyor ona göre :)

emresahin
25.Ekim.2007, 17:19
süper miş valla gezin...anca bulup baktım resimlere forumlardan geçmişe bakmaya pek fırsat olmuyodu..:)