PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Motorsiklet sürerken neden sakin kalmaliyiz??



erkopaşa
27.Şubat.2019, 21:58
MOTORSİKLET SÜRERKEN NEDEN SAKİN KALMALIYIZ??

Motosiklete binme sebebimiz gerek hobi gerekse ulaşım olsun; iki teker üzerindeyken çeşitli sebeplerden ötürü canımızı tehlikeye atan sürücülerle karşılaşıyoruz. Pamuk ipliğine bağlı olan hayatımız söz konusu olduğunda da sinirlerimize hakim olamayarak tehdit unsuru olan insanlara karşı hakaret ve şiddete varan tepkiler gösterebiliyoruz. Peki bu tutum ne kadar sağlıklı?



Birçok araştırmanın gösterdiği üzere ister üzüntü, ister mutluluk, ister heyecan, isterse öfke olsun; duygusal yoğunluğun etkisi altındayken konsantrasyonumuz ve motor becerilerimize olan hakimiyetimiz olağanüstü derecede azalıyor. Karar alma yeteneğimiz düzgün işlemiyor ve yanlış tepkiler verip girmememiz gereken risklere girebiliyoruz. Motosiklet sürmek aslında çoğunlukla risk yönetiminden ibarettir. Özellikle sıkışık trafikte bazı riskleri almak hayatımızı kurtaracağı gibi; hatalı tercihler sonucu girilen riskler de canımıza mal olabilir. Bu yüzden sükunet, motosiklet sürerken en çok ihtiyacımız olan ruhsal durumdur. Motosiklete binmeden hemen önce bir şeye fazla üzülüp veya kızdıysak, dikkatimizi dağıtan yoğun bir mutluluk veya heyecanın etkisindeysek bu duygusal yoğunluğumuzu olabildiğince söndürüp iki tekeri öyle döndürmek motosiklet hayatımızı uzatacak yegane unsurlardan biridir.



Peki güzel, hoş; bunlar teoride son derece doğru ama gerçek hayata uygulamak o kadar kolay mı?



Aksiyon kamerası kullanımının giderek yaygınlaştığı son beş yılda gördüğümüz üzere hayır. Dört (veya üzeri) teker kullanıcılarıyla girilen gereksiz polemikler, edilen küfürler, atılan/yenen dayaklar bize gösteriyor ki motosiklet sürücüleri anlamsız bir haklı/haksız arayışı içinde. Anlamsız diyorum çünkü motosiklet; kendi başına bile devrilmemek için gayet kusurlu bir varlık olan insanın dengesine muhtaç. Biz motosiklet sürücüleri olarak bu yetmezmiş gibi bir de metal bir kafesin içinde güvenli ve dört teker üzerinde de dengeli bir şekilde ilerleyen şoförlerle dalaşıyoruz. Haklı/haksız kim olursa olsun, hem can hem de mal güvenliğimiz o dengeli ve güvenli bir şekilde yol alan şoförlerin bir direksiyon manevrasına bağlı. Trafikte tartıştığımız bir otomobil sürücüsü kolayca bizi devirebilir ve hatta bir tondan ağır aracıyla bizi ezip üzerimizden geçebilir. Demek ki burada haklı/haksız meselesinden ziyade, hayatta kalmak önemli. Ayrıca diyelim ki ölmedik ama yaralandık veya motorumuz zarar gördü; 3-5 hatta 10 sene sürebilecek ve lehimize sonuçlanması kesin olmayan bir yargı sürecine gerçekten girmek ister miyiz? Kendimize sormamız gereken sorular bunlar.



Bir de şu açıdan bakmak lazım; trafikte tartıştığımız araç sürücüleri çoğunlukla sabahtan akşama kadar sıkışık trafikle cebelleşiyor. Taksi, dolmuş, minibüs ve otobüs şoförleri; şirketinin tahsis ettiği aracı günde 8-9 saat kullanarak para kazanmak zorunda kalan talihsiz insanların kaçabilecek hiçbir yerleri yok. Haftanın 5-6 günü, günün neredeyse 10 saati bizim aralardan sıyrılarak kolayca kurtulduğumuz trafikte lanet ederek direksiyon sallamak zorunda olan insanların mantık çerçevesi içinde ne kadar sağlıklı davranışlar sergileyebileceğini sorgulamamız lazım. Bu sorgulamayı yaptığımız takdirde bir dahaki sefer tartışma veya kavgayla sonuçlanabilecek münakaşalara girmekten kaçınıp işimize gücümüze bakabiliriz.



Ayrıca gelin hep birlikte bir fantezi kuralım. Kullandığı araçtan bağımsız olarak maganda diye nitelendirdiğimiz herkesi bir depoya toplayıp sabaha kadar ıslak odunla dövelim. Sizce kaçı akıllanacak? Evinde ailesinin terbiye edemediği, okulda devletin eğitemediği, iş yerinde patronunun disipline sokamadığı birini sözlü tartışma, hakaret veya dayakla düzeltmek sizce ne kadar mümkün? Üstelik bu şahısların üzerlerinde ne taşıdıklarını da bilmiyoruz. Sık sık haberlerde ölümle sonuçlanan yol kavgalarını görüyoruz ve bu olaylarda baş rolü levye, bıçak veya tabanca oynuyor. Olan ölene, sakat kalana veya ailelerine oluyor. Hadi diyelim ki istemeden de olsa öldüren taraf biz olduk, 5 dakika önce tanımadığımız ve bir daha karşımıza çıkma ihtimali olmayan bir insanın ölümü yüzünden hayatımızın geri kalanını hapiste geçirmek ne kadar mantıklı? Vicdani ve ahlaki yüküne girmiyorum bile.



Tüm bu sebeplerden ötürü motosiklet sürücüleri olarak asıl amacımız A noktasından B noktasına sağ salim ve olabildiğince sakin gitmek olmalı. Kullandığımız iki tekerli araç tehlikeli evet ama bu tehlikeyi göze alabileceğimiz kadar da keyifli bir alet. Motosiklet sürerken alacağımız hazzı; saatte ortalama 5-6 kilometre hızla ilerlemek zorunda olan insanlar için heba etmeyelim. Onların saatlerce mahsur kaldığı yerlerden biz 5 dakikada kurtulabiliyoruz, bunun kıymetini bilelim.

Alıntı


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Atlıgezgin
27.Şubat.2019, 22:10
Erkan hocam güzel tespitler ama nedense o seleye oturunca içimize canavar kaçıyor. Sorun yaşadığımız araç sürücüsünü ciddiye almadan yola devam etmek ona en büyük cezadır. Bak takmıyor bile beni diyecektir.

SM-J810F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

erkopaşa
27.Şubat.2019, 22:14
Erkan hocam güzel tespitler ama nedense o seleye oturunca içimize canavar kaçıyor. Sorun yaşadığımız araç sürücüsünü ciddiye almadan yola devam etmek ona en büyük cezadır. Bak takmıyor bile beni diyecektir.

SM-J810F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Aynen abi doğru söyledin.
Yinede bizim motor tarzları daha sakin kullanmaya yatkın. Bu sebeple trafikte biraz daha saygı var bize diye düşünüyorum. Hele ki toplu sürüşlerde.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

newmoon06tr
27.Şubat.2019, 22:42
MOTORSİKLET SÜRERKEN NEDEN SAKİN KALMALIYIZ??

Birçok araştırmanın gösterdiği üzere ister üzüntü, ister mutluluk, ister heyecan, isterse öfke olsun; duygusal yoğunluğun etkisi altındayken konsantrasyonumuz ve motor becerilerimize olan hakimiyetimiz olağanüstü derecede azalıyor. Karar alma yeteneğimiz düzgün işlemiyor ve yanlış tepkiler verip girmememiz gereken risklere girebiliyoruz. Motosiklet sürmek aslında çoğunlukla risk yönetiminden ibarettir. Özellikle sıkışık trafikte bazı riskleri almak hayatımızı kurtaracağı gibi; hatalı tercihler sonucu girilen riskler de canımıza mal olabilir. Bu yüzden sükunet, motosiklet sürerken en çok ihtiyacımız olan ruhsal durumdur. Motosiklete binmeden hemen önce bir şeye fazla üzülüp veya kızdıysak, dikkatimizi dağıtan yoğun bir mutluluk veya heyecanın etkisindeysek bu duygusal yoğunluğumuzu olabildiğince söndürüp iki tekeri öyle döndürmek motosiklet hayatımızı uzatacak yegane unsurlardan biridir.


Öncelikle Erkan hocam paylaşım için teşekkürler, bu gün bu paylaşımı farklı bir sitede okumuştum, ve yukarıdaki paragraf dikkatimi çekmişti.

Bu paragrafa dikkat çekmek istiyorum. 30 yılını havacılığa vermiş biri olarak;
Savaş pilotlarının uçuş öncesi anlık olarak kendilerini iyi hissetmediklerinde insiyatifsel olarak uçuşlarını abord (iptal) ettiklerini biliyormuydunuz?
Kısacası; bir işte risk varsa, aşırı duygu yoğunluğunun yaşandığı bir anda iseniz, o işe kalkışılmamalıdır. Saygılar.

TuruncuBuji
27.Şubat.2019, 23:01
Motosiklet üzerinde gergin ve sinirli olanları anlamıyorum. Ben motosiklete gerilmek ve sinirlenmek için binmiyorum tam tersine gerginliğimi atmak için biniyorum. Bunun sebebi bulunduğum bölgede çok trafik olmamasından kaynaklı olabilir. Ancak bir anımdan bahsetmek istiyorum. Uzun yolculuklarımdan birinde damperli bir kamyonu sollamaya niyetlendim. Öncelikle beni görebileceği bir açıya geçip sinyalimi verdim. Beni görüp görmediğinden emin değildim, yinede sollamaya başladım. Kamyonun şoförü birden beni sıkıştırmaya başladı. Bende kornaya basıp fren yaparak sollamaktan vazgeçtim. Şoför kornanın sesini duyunca tekrarda şeridine geçti ve yavaşlamaya başladı. Aynı hizaya geldiğimizde camı açıp pardon işareti yaptı. Bende motorcu selamını verip yoluma devam ettim. O an çok farklı hissettim. Gergin değildim. Gayet huzurluydum. Belkide huzurlu olmamın asıl sebebi gün batımına doğru sürüyor olmamda olabilir.
Not: Araba sürerken çok gergin oluyorum.

Ömer
27.Şubat.2019, 23:54
Erkan hocam güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler,

Sakinliği korumak ve empati yapmak bu işte en güzel yol diye düşünüyorum,
Fakat gel gelelim nasılsın oluyorsa bir süre sonra iş kontrolden çıkabiliyor,
Hepimize kazasız belasız sürüşler dilerim,

RNE-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

CELİL
28.Şubat.2019, 00:26
Erkan çok güzel faydalı bir paylaşım olmuş emeğine sağlık 8)

Eray Aksoy
28.Şubat.2019, 14:39
Kesinlikle başta sona katılıyorum.Ben an itibari ile aktif bir dört teker kullanıcısıyım.Trafikte bazen araçların Motosiklet sürücülerini dikkatsizlikleri yüzünden sıkıştırdıklarına şahit oluyorum.Ancak çok objektif olarak belirtmeliyim ki Manavgat ve Antalya bölgesinde ciddi bir Motosiklet cahilliği var.Motor kullanan arkadaşlarımız araç sürücülerinden çok daha fazla bir şekilde trafiği ve canlarını riske ediyorlar.Dün ışıkta bekliyordum.Yeşil yanınca yoluma gitmek için gaz verdim.Aniden en sağ şeritten önüme bir Scooter kullanan sürücü kırıp sol geçip U dönüşü yaptı.İnanın son saniye frene basmasam adamı altımda ezip gidecektim.Ya bu en basit örnek.Millet Dolmuş şöförlerinden ve Motosiklet sürücülerinden gerçekten bunalmış durumda.Şahsen benim fikrim bu işin hangi araç sürücüsü olmamız ile alakası yok.Bu tamamen bilinçsiz,kural tanımaz ve saygı duymayan bir toplum oluştuğundan dolayıdır.Genelleme yapmak haksızlık olsa da bir çok sürücünün durumu bu maalesef.Bayan sürücüler dahi çok fena.Baksan kibar,entellektüel birikime sahip,naif bir insan dersiniz ama resmen kırmızı ışık,kavşak falan hiç bir kural tanımadan terör estiriyorlar.Ben Motosiklet sürücülerine haksızlık yapıldığına inanmıyorum.Herkes herkese eşit mesafede haksız ve saygısız maalesef.

Üstte ki yazıya tekrar gelelim.Kavga bu işin hiç bir yerinde olmaması gereken bir durum.Kesinlikle ve kesinlikle uzak durulması gereken bir olay."Eyvallah" diyip gidebilmek çok zor olmasa gerek.Ha illa da karşılığını vereceğim mantığında olanlar ise eninde sonunda kendileri bedelini öder.Haklı da olsa her yerde efelik yapılmaz.Karşındakinin ne olduğunu ne taşıdığını bilmiyorsun.Üç kuruşluk adam için arkadan aileni ,evlatlarını ağlatmaya değmez.