PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Motosiklet, sabit duran probleminden uzağa götürür seni



alper_tim
31.Mart.2008, 13:18
güzel bir yazı paylaşmak istedim
alıntıdır

Motosiklet, sabit duran probleminden uzağa götürür seni. Onu ulaşım aracı kılan yegâne faktör budur.
Motosiklette her şey sorularla başlar, sorularla biter. Birçok insandaki motosiklet sevgisi genetik koddan gelen bir çağlamanın sonucu oluşmaz. Onlar, kendilerine sordukları bir sorunun cevabını bulamayınca bir sabah motor almak üzere inerler yataktan. Terlikleri giyerken tarzına karar verirsin.
Amacın marjinal filan olmak değildir aslında. Muhtemelen o soruyla kendini arıyorsundur. Ama yine de hayatın bir yerlerinde kalbin kırılmış, daralmış, üzülmüş, kıskanmışsındır. Kalbini birinin kırmış olması gerekmez. Hayatın ağırlığı altında kendi kendini bile yaralamış olabilirsin. Böyle durumlarda çoğu kadınlar saç şeklini değiştirip hemcinslerim ise alkol yüklemesine odaklanırken kadın ya da erkek fark etmez, ani bir kararla motor alırsın. O andan itibaren egonda sesini tüm dünyanın duyabileceği yüksek hacimli bir patlama yaşanır. Gurur duyarsın kendinle. Dünyaya meydan okumuş gibi hissedersin herkes otomobilde sen motordayken.
Kendi sorunun cevabını bulmuşsundur ama sonra çevrendekilerin soruları gelir yağmur gibi.
Yaşın ve cinsiyetin ne olursa olsun menopoz-andropoz evresinde insan muamelesi görürsün. Önce kızar sonra acırlar. Sabredersen üçüncü evrede gıpta da edeceklerdir ama zordur bu aralık.
Motosiklete bindiğinde ona kocaman misyonlar da yüklersin. Kendine sorduğun sorunun içeriğine göre bu makinenin seni karşı cinsin şehir merkezine götürmesini ya da tam tersi olarak oradan koparıp alıp dağlara, yalnızlıklara sürüklemesini beklersin. Bu sorunun cevabına göre şekillenir kullandığın motorun tarzı.
Otomobili varken “Trafikte rahat etmek” adına motor aldığını söyleyenler büyük ihtimalle sizinle birlikte kendilerini de kandırıyordur.
Sen, sorularını cevaplayıp sorunlarından uzaklaşırken somut, komik sorular da gelir.
Bir yerlerde durduğunda ilk başlarda “Abi bu kaç yapıyor” sorusu çok hoşuna gider. Küçük dünyanda nasıl da farklı bir şeyler yapabildiğin için kendini tebrik edersin. Dürtülerin, sorulan soruları çoğu zaman test etmeye iter seni. “Kaç yapıyor?” sorusundan bilinçaltına işleyen mesaj “Hızlı” kavramıdır. Bu oltaya takılırsan “Hızlı” olmaya kalkar ve gerçekten de o hızla iki cihan arasında tek yön seyahat edebilirsin. Ya da bir hastane biletidir kendine kestiğin, şanslıysan gidiş-dönüş tabi.
Motorun klasikse sonraki en sık gelen soru “Harley mi abi?” şeklinde olur. Çoğunlukla başlangıçta altındaki motor Harley değildir ve buna biraz bozulursun. O sırada duyduğun ve öğrendiğin “Harley’in sadece bir marka ve felsefe olduğu, aslında makine olarak o kadar da övünülecek bir durumu” olmadığıdır. Durmadan bunu anlatmaya çalışırsın. Bir bakmışsın her soruya Harley satışını düşürmeye çalışan rakip markanın bölge pazarlama müdürü gibi yaklaşıyorsun. Sonra utanırsın tabi biraz. Bir gün Harley’in olabileceği gerçeği de kendini alıştırdığın evrelerden biri haline gelir.
O motor, üzerine aldığın her aksesuarla görgüsüzlüğünün timsali olarak şekillenir gözünün önünde. O motor çocuğun olur, dostun olur, sevgilin olur, atın olur, kardeşin olur. Ama hiçbir zaman ebeveynin veya amirin olmaz. Onun sende tatmin ettiği tüm duygular dünyanın yıprattığı ruhunun açlıklarıdır. Her gereksiz model değişiminde bu açlığı doyurursun.
O yüzden küçücük, hasarsız bir düşüşte bile hayatın yıkılır, ruhun çöker, bedbaht, mutsuz olursun. Kırılan karizman değil kurduğun o sanrıdır aslında.
Motosiklet olgusu, soruların cevabına giden yolda taşır seni.
Bir motorun olmasa bile arka sayfaya bakıyor, bunu okuyorsan sorularına cevap arıyorsundur.
Bu kadar sufi yaklaşmasan da olaya; motosikleti iki tekerden oluşan plakalı bir ulaşım aracı olarak görmemelisin. Fişin prize takılması gibi insandan motosiklete yönelen bir akım vardır her zaman, fişe takılan ütü gibi. O ütüyü amaçlar doğrultusunda kullanmazsan elini de yakar evini de. Oysa yapman gereken hayatın kırışıklarını ütülemektir.
Kendi sorularını bilmeden motora binersen alacağın cevaplar hiçbir işine yaramaz. Ne bir sahil kasabasında masanın yanına çektiğin motorunun keyfini alırsın ne de gideceğin gezi için bir gün önceden hazırlanmanın tadı çıkar.
“Ben de motora bineceğim” dediğinde kendi kendine otur bir düşün. Hayatın amacı, yoldan çıkmadan en fazla mutluluğu yakalamaktır.

Tayfun
31.Mart.2008, 13:23
Tek birşey söyleyeceğim... LIVE TO RIDE .....

kaanka
31.Mart.2008, 13:26
paylaşım için sağol....

kıvılcım
31.Mart.2008, 13:30
paylaşım için sağol gerçekten şairane

alper_tim
31.Mart.2008, 13:57
BZLxQEGj_QY&eur



Biz kendi yolumuza gitmeye inanırız,
Dünyanın geri kalanının nereye gittiği önemli değil.


Biz sisteme karşı gelmeye inanırız,
Tıpkı sinekleri ön camımızda paramparça ettiğimiz gibi.


Bazılarımız Tanrıya inanır,
Ama hepimiz aşağıdaki kardeşliğe inanırız.


Biz gökyüzüne inanırız,
Sun-roof a değil.



Biz özgürlüğe inanırız.
Biz, toza, doğaya, öküze, sıra dağlara ve güneşin batışına doğru sürmeye inanırız.


Biz kovboylar gibi heybelere inanırız.
Biz kimseye teslim olmamaya inanırız.


Biz siyah giymeye inanırız,
Çünkü siyah kir ve zayıflık göstermez.


Biz dünyanın yumuşadığına inanıyoruz
ve onun yolunda ilerlemiyoruz.


Biz haftada bir kere motosikletlerle toplanmaya inanırız.
Biz, yol kenarlarının çekiciliğine,
Benzin istasyonuna sosis'e (aparatif yemeği simgeliyor)
ve bir sonraki tepenin ardını keşfetmeye inanırız.



Biz gürleyen motorlara, çöp kutusu kadar pistonlara,
1936'da dizayn edilmiş benzin depolarına,
Tren farları büyüklüğündeki farlara,
Kroma ve özel boyaya inanırız.
Biz alevlere ve kuru kafalara inanırız.


Biz kendi yarattığımız sürüş cehennemi hayatına inanırız.
Biz üzerine oturduğumuz makinanın dünyanın tam olarak nerde olduğunu söylediğine inanırız.


Biz başkalarının ne düşündüğünü umursamayız.



AMİN
<!-- / message --><!-- sig -->

madend
31.Mart.2008, 23:26
Wallahi müthiş yazıya,paylaşımın için sağol Alper.

Tayfun
01.Nisan.2008, 02:26
Tek kelimeyle budur diyorum, sağolasın alperim....

gitarist murat
01.Nisan.2008, 02:38
motor için birşeyler yazmaya kalksam ancak bu kadar olurdu... uçuyorum süperdi..sağol paylaşımın için...

alper_tim
01.Nisan.2008, 11:32
sizlerde sağolun arkadaşlar
tarif edemediğimiz duyguları bi nebze olsun dile getirmiş adam