bargün
17.Ağustos.2008, 20:42
Sevgili Raptor Ailesi merhaba
Bugün sabah kafama esti atladım motora nereye gideceğimi bilmeden çıktım yola. Önce depoyu 30 YTL ye doldurduktan sonra hiç motorla gitmediğim bir istikamet olsun diye İzmir tarafına kırdım gidonu. Denizli çıkışında saat 10:30 sularındaydı ve yollar pazar sabahı olduğu için oldukça boştu. Önce Sarayköy ardından Nazilli derken Aydın, oradan geçip Gencelli, Ortaklar, Söke, Söke’ de bir benzin molası ve Kuşadası’ nda buldum kendimi. Yaklaşık yola çıktığımdan beri 3 saat geçmişti. Söke’ deki benzin molasına kadar hiç kontak kapatmadan 185 km yol gitmiştim. Benim motor üzerindeki en uzun mesafem yaklaşık 80 km idi şimdiye kadar ve inanın km lerin nasıl geçtiğini fark etmedim bile. Ada’ ya vardığımda saat 13:15 civarındaydı, km saati 205 i gösteriyordu ve açıkçası ben daha fazla yorulacağımı zannetmiş olmama rağmen beklediğimden daha dinç bir vaziyetteydim.
Kuşadası’ ndaki yazlığımızda yaklaşık 2 saat kadar dinlendikten sonra hava kararmadan Denizli’ ye varabilmek için yola çıktım. Giderken hem temkinli sürüş hem de motorun olası bir sürpriziyle karşılaşmamak için 80-90 km/h ortalama sürat ile yol almıştım, dönüşte ise motoru biraz daha tanımanın ve yolu bir kez kat etmiş olmanın verdiği güvenle hızımı 90-100 km/h ortalamasına yükselttim. Saat 15:30 sularında Kuşadası’ ndan ayrılıp Nazilli’ yi geçtikten sonra mecburi benzin molası vererek saat 18:30 da evime geldim.
Aslında bu seyahat bana birkaç şey öğretti.
İlk olarak motoruma güvenmemi sağladı. Çünkü benim için uzun sayılacak böyle bir seyahati daha önce iş icabı başka bir istikamete doğru düşünmeme rağmen cesaret edip yola vuramamıştım kendimi. Arabayla gitmek daha güvenli gelmişti nedense. Ama şimdi ona benzer bir seyahat programı çıksa karşıma 1 dakika düşünmez atlarım motorun üstüne.
İkincisi kendime güvenmem gerektiğini öğrendim. Motor geçmişinin uzun olabilmesi için bu km lerin bir şekilde katedilmesi gerekiyor ve motosiklet, sürücüsü olmadan bunu beceremiyor.
Üçüncüsü tek başına yol almanın aslında sandığım kadar kötü olmadığını öğrendim. Elbette gönül isterdi ki bu yolu birkaç motorcu arkadaşla beraber katedelim , 100 km mesafede mola verelim çay içip o ana kadar yolda rastladıklarımız üzerine konuşalım ama insanın istediği her zaman gerçekleşmiyor ne yazık ki. Ben tek başımada oldukça keyifli bir yolculuk yaptım.
Dördüncüsü daha önce sitemizdeki topiclere konu olan hava soğutmalı motorların sıcak havalarda sorun çıkaracaklarına dair inanışın yanlış olduğunu gördüm. Çin malı olsalar bile bakımı zamanında yapılmış ve kapasitesi dahilinde zorlanan hava soğutmalı bir motorun görevini layıkıyla yerine getirebildiğini bizzat yaşadım. Tabi ki bunlar mekanik aletler her an bozulabilirler ama daha önce bahsedildiği gibi “ arkadaki motorunun yanması” veya “arada dağlar kadar fark var birisi çin birisi Japon, Japon yapar çin yanar” tarzındaki iddiaların doğru olmadığını bu seyahat ispatladı gibi. Ben yola çıktığımda Denizli yaklaşık 39 C° idi ve Kuşadası’ da daha serin değildi.
Seyahatin genel durumunu özetlersek toplamda 410km mesafeyi yaklaşık 6 saat civarında kat ettim. Toplam 45 YTL lik yakıt masrafım oldu. 14 lt yakıt tüketerek 3,5 lt/100km ortalamayı yakaladım. Umarım bir dahaki seyahatim daha kalabalık bir grupla olur ama yalnızda fena değildi. Okuyan herkese teşekkürler...
Bugün sabah kafama esti atladım motora nereye gideceğimi bilmeden çıktım yola. Önce depoyu 30 YTL ye doldurduktan sonra hiç motorla gitmediğim bir istikamet olsun diye İzmir tarafına kırdım gidonu. Denizli çıkışında saat 10:30 sularındaydı ve yollar pazar sabahı olduğu için oldukça boştu. Önce Sarayköy ardından Nazilli derken Aydın, oradan geçip Gencelli, Ortaklar, Söke, Söke’ de bir benzin molası ve Kuşadası’ nda buldum kendimi. Yaklaşık yola çıktığımdan beri 3 saat geçmişti. Söke’ deki benzin molasına kadar hiç kontak kapatmadan 185 km yol gitmiştim. Benim motor üzerindeki en uzun mesafem yaklaşık 80 km idi şimdiye kadar ve inanın km lerin nasıl geçtiğini fark etmedim bile. Ada’ ya vardığımda saat 13:15 civarındaydı, km saati 205 i gösteriyordu ve açıkçası ben daha fazla yorulacağımı zannetmiş olmama rağmen beklediğimden daha dinç bir vaziyetteydim.
Kuşadası’ ndaki yazlığımızda yaklaşık 2 saat kadar dinlendikten sonra hava kararmadan Denizli’ ye varabilmek için yola çıktım. Giderken hem temkinli sürüş hem de motorun olası bir sürpriziyle karşılaşmamak için 80-90 km/h ortalama sürat ile yol almıştım, dönüşte ise motoru biraz daha tanımanın ve yolu bir kez kat etmiş olmanın verdiği güvenle hızımı 90-100 km/h ortalamasına yükselttim. Saat 15:30 sularında Kuşadası’ ndan ayrılıp Nazilli’ yi geçtikten sonra mecburi benzin molası vererek saat 18:30 da evime geldim.
Aslında bu seyahat bana birkaç şey öğretti.
İlk olarak motoruma güvenmemi sağladı. Çünkü benim için uzun sayılacak böyle bir seyahati daha önce iş icabı başka bir istikamete doğru düşünmeme rağmen cesaret edip yola vuramamıştım kendimi. Arabayla gitmek daha güvenli gelmişti nedense. Ama şimdi ona benzer bir seyahat programı çıksa karşıma 1 dakika düşünmez atlarım motorun üstüne.
İkincisi kendime güvenmem gerektiğini öğrendim. Motor geçmişinin uzun olabilmesi için bu km lerin bir şekilde katedilmesi gerekiyor ve motosiklet, sürücüsü olmadan bunu beceremiyor.
Üçüncüsü tek başına yol almanın aslında sandığım kadar kötü olmadığını öğrendim. Elbette gönül isterdi ki bu yolu birkaç motorcu arkadaşla beraber katedelim , 100 km mesafede mola verelim çay içip o ana kadar yolda rastladıklarımız üzerine konuşalım ama insanın istediği her zaman gerçekleşmiyor ne yazık ki. Ben tek başımada oldukça keyifli bir yolculuk yaptım.
Dördüncüsü daha önce sitemizdeki topiclere konu olan hava soğutmalı motorların sıcak havalarda sorun çıkaracaklarına dair inanışın yanlış olduğunu gördüm. Çin malı olsalar bile bakımı zamanında yapılmış ve kapasitesi dahilinde zorlanan hava soğutmalı bir motorun görevini layıkıyla yerine getirebildiğini bizzat yaşadım. Tabi ki bunlar mekanik aletler her an bozulabilirler ama daha önce bahsedildiği gibi “ arkadaki motorunun yanması” veya “arada dağlar kadar fark var birisi çin birisi Japon, Japon yapar çin yanar” tarzındaki iddiaların doğru olmadığını bu seyahat ispatladı gibi. Ben yola çıktığımda Denizli yaklaşık 39 C° idi ve Kuşadası’ da daha serin değildi.
Seyahatin genel durumunu özetlersek toplamda 410km mesafeyi yaklaşık 6 saat civarında kat ettim. Toplam 45 YTL lik yakıt masrafım oldu. 14 lt yakıt tüketerek 3,5 lt/100km ortalamayı yakaladım. Umarım bir dahaki seyahatim daha kalabalık bir grupla olur ama yalnızda fena değildi. Okuyan herkese teşekkürler...