PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kimiz Biz (eskilerden, Nihat izninle kardeşim)



infinitedreams
22.Ağustos.2007, 11:32
Bizler aslında sadece aynı marka etrafında toplanan adamlar değiliz. Marka bizim bahanemiz. Sürmeyi seven binlerce adamdan 50 tanesiyiz sadece. Farklı bir görselliğimiz var tabii ki. Gittiğimiz yerde birbirinin aynısı 20 kadar motorun nizami bir şekilde yan yana park etmiş görüntüsünün objektiflerimize yansıması, eşsiz bir Da Vinci tablosu gibi görünür gözlerimize. Onları yıkayıp parlatmak hayata bir moladır bizim için. Sürmek, içsel dingiliğimize ulaştıran rehberimizdir.

Genelde sahilleri tercih ederiz takılmak için. Çünkü o denizde de bir özgürlük havası vardır… hani motor sürerken hissettiğimiz türden. Zaten işine o denli âşık deniz kaptanlarından başka kimler vardır ki! İşte onlar denize âşıktır… bizler asfalta.

Hep beraber oturur, çay-kahve içeriz. Havadan sudan, olmadı ekonomiden siyasetten konuşmaya başlar, lafı döndürür dolaştırır bujilere getiririz… ya da karbüratör ayarlarımıza. Rake açısından, alçak seleden bahsetmek bambaşkadır zaten. İlk düşüşümüzü anlatırız hep. Dışardan biri görse, çocuğumuzun ilk kez anne deyişini anlattığımızı sanır. İlahi biz… yetinmesini ne kadar da iyi biliyoruz!

Sonra süreriz. Kahvaltısı niyetine motorlarımızın deposunu doldurur, çoğumuzun hiç bilmediği yerlere gideriz. Eskişehir'e, Kastamonu'ya, belki bir gün Kapadokya’ya gider, birbirimize şu kadar yol yaptık diye anlatırız. “Motorun kaç kilometrede” diye sorduğumuzda öğrenmek istediğimiz motorun değeri, eskiliği değildir… asıl merak ettiğimiz ne kadar yol yaptığındır.

Gencizdir. Kimimiz yirmi yaşındadır, kimimiz altmış… ama gencizdir işte. Emekliliğimizi bahçe sulayarak ya da gezerek değil, sürerek geçirmeyi hayal ederiz. Bu hayali gerçekleştiren ağabeylerimizi örnek gösteririz sohbetlerde.

Çoğu kişi bizi anlamaz. “Karı-kışı var, kazası belası” derler. Dert etmeyiz ama bu adamları. Üstüne kafa yoracak o kadar şey varken kim takar bunları. Evet, kazası belası var tabii ki… ama biz bu riski en aza indirmek için gerekli her türlü donamımı ediniriz. Sert dizliklerimiz, kalın montlarımız, hayat kurtaran kasklarımız ve ehlinden aldığımız eğitimlerimiz vardır bizim. Sonra takdiri Allah’a bırakırız.

Rahat uyuruz biz. Günün stresini, ama uzun ama kısa bir motosiklet turuyla asfalta dökmüşüzdür çünkü. Ve mutlu uyanırız… çünkü yine süreceğimizi biliriz.

altug
22.Ağustos.2007, 11:42
budur.

yenikoylu_ua
22.Ağustos.2007, 11:43
Kardeşim yüreğine sağlık

jashuaa
22.Ağustos.2007, 12:11
ya arkadaşlar böyle yazılar yazdıkça ben kendimi çoook cahil hissediyorum.
geröekten çok güzel bu kadarmı güzel anlatılır??? evet.....

HONEY
22.Ağustos.2007, 13:34
+1000 :)

doğan
22.Ağustos.2007, 13:47
okurken tüylerim ürperdi valla. yüreğine sağlık. hepimizin duygularına tercuman oldu yazdıkların. :alkis:

xerline
22.Ağustos.2007, 13:52
Önce yüregine sonra eline saglık kardesim

okan
22.Ağustos.2007, 13:56
nihatım kardeşim döktürmüşsün yine....bakın site kendi haline kalınca ne cevherler çıkıyo aramızdan....huzur bu işte yaa... 8)

handojoe
22.Ağustos.2007, 14:51
ya arkadaşlar böyle yazılar yazdıkça ben kendimi çoook cahil hissediyorum.
geröekten çok güzel bu kadarmı güzel anlatılır??? evet.....

yanılıyorsun dostum, bu duygular senin yüreğinde de var ama sen kelimelere dökmüyorsun o kadar.

sanatçı kimdir? sanatçı insanların duygulurına tercüman olandır. yani insanlar hep aynı duyguları hisseder fakat dile getiremez işte sanatçı burda ortaya çıkar. ve hissedilenleri belgeler.



NİHAT DOSTUM...

kelimelerinden kalbindeki o ince ve şeffaf aydınlığı görebiliyorum, ve sanıyorum ki bir çok eylem ve düşüncemiz paralel gitmekte seninle. böyle yazılarını her zaman okumak ve hep yeni birşeyler öğrenmek isterim...

ÇeLeBi MuRaT
22.Ağustos.2007, 14:55
Süper valla nihat 10 numarasın...

inci
22.Ağustos.2007, 15:21
canım benim yaaaaa....
"hocam" dedin geçen haftalardan birinde bana ,hiç tereddüt etmeden "senin motorun yok,bende Yalova"ya arabayla gidicem,sen al benim motoru" dedin...buna inanamadım ,bilirsin motor kolay verilmez başkasına,yazında anlattığın duyguları yaşayabilmek motorun varlığına bağlı,benim küçük bir kaza yapmam bile seni günlerce motorsuz bırakırdı bunu bile bile ,motorsuzluğun ne kadar kötü olduğunu belki yaşamıştın ,kimbilir belki aranızda olmamı istediğinden,belki boynum bükük kalmasın sizlersiz diye,belkide kocamaman bir yüreğe sahip olduğundan,paylaşmayı sevdiğinden, "motorumu sen al" dedin ...ellerine ,yüreğine sağlık versin RABBİM

Kino
22.Ağustos.2007, 15:27
nihat eski günlerine döndün

malum nedenlerden dolayı biraz ara verdin ammaaa dönüşün güzelll olduu

yazılarını zaten hayranlıkla okuyordum DEVAM ediyorum okumaya

yüreğine gönlüne ve edebiyatına sağlık..

handojoe
22.Ağustos.2007, 15:28
canım benim yaaaaa....
"hocam" dedin geçen haftalardan birinde bana ,hiç tereddüt etmeden "senin motorun yok,bende Yalova"ya arabayla gidicem,sen al benim motoru" dedin...buna inanamadım ,bilirsin motor kolay verilmez başkasına,yazında anlattığın duyguları yaşayabilmek motorun varlığına bağlı,benim küçük bir kaza yapmam bile seni günlerce motorsuz bırakırdı bunu bile bile ,motorsuzluğun ne kadar kötü olduğunu belki yaşamıştın ,kimbilir belki aranızda olmamı istediğinden,belki boynum bükük kalmasın sizlersiz diye,belkide kocamaman bir yüreğe sahip olduğundan,paylaşmayı sevdiğinden, "motorumu sen al" dedin ...ellerine ,yüreğine sağlık versin RABBİM

kelimelere bakarmısın HOCAM ağzından değil yüreğinden dökülmüş...

Kino
22.Ağustos.2007, 15:37
ya zaten varya hando şu 2 kişi eskiden beri güzel yazarlardı ve halen de öyle

o 2 kişimi??? biri Nihat biri İnci içlerinden kalplerinden gönüllerinden dökülenleri nasıl kelimeler bulum yazıyorlar
enteresan herkes yazar ama okurken nereden çıktığını hissedebilmen önemli işte bu 2 kişi onu okuyana veriyorlar.

haa şimdi de var forumda bu tür yazanlar ... bak ne diyorum eskiden diyorum ve ben eskiden beri bu 2 kişinin bu tür yazdıklarını okumaktan büyük zevk alıyorum :cheesy: :cheesy: :cheesy: :alkis: :alkis: :alkis:

inci
22.Ağustos.2007, 15:38
canım benim yaaaaa....
"hocam" dedin geçen haftalardan birinde bana ,hiç tereddüt etmeden "senin motorun yok,bende Yalova"ya arabayla gidicem,sen al benim motoru" dedin...buna inanamadım ,bilirsin motor kolay verilmez başkasına,yazında anlattığın duyguları yaşayabilmek motorun varlığına bağlı,benim küçük bir kaza yapmam bile seni günlerce motorsuz bırakırdı bunu bile bile ,motorsuzluğun ne kadar kötü olduğunu belki yaşamıştın ,kimbilir belki aranızda olmamı istediğinden,belki boynum bükük kalmasın sizlersiz diye,belkide kocamaman bir yüreğe sahip olduğundan,paylaşmayı sevdiğinden, "motorumu sen al" dedin ...ellerine ,yüreğine sağlık versin RABBİM

kelimelere bakarmısın HOCAM ağzından değil yüreğinden dökülmüş...

senin yüreğinden dökülenler bir başka oluyo HANDO bizi mahrum bırakma ...
bu arada şu sherif işi için bastıralım biraz dimi :P :P :P
ADMİNİM ,ALPERİM hadi ama HANDO sherif olsun bizim sitede :cheesy:

infinitedreams
22.Ağustos.2007, 16:06
Kino Baba, eksik olma. Lakin takdirin yapılan işi aştı.
Senin yüreğinin büyüklüğünü herkes biliyor. Bana gönderdiğin yaslanma demirinin mahcubiyeti hala üzerimde. Yaptırdım, yaptırıcam derken tarz değiştirdim... çantaları bile söktüm. Ama biliyorum ya yüreğin büyük diye... ondan rahat olmaya çalışıyorum. Emin ol o demir emeğine değecek bir işe yarayacak. Merak etme abi.

İnci Hocam... motorun geçen haftası, Yalova'sı yok. Canın rüzgar çektiğinde arayabilirsin. Yalnız işler ters döner de ben motorsuz kalırsam ilk sana ekşirim haberin olsun (:

inci
22.Ağustos.2007, 16:20
ne demek Nihat"çığım,anahtar teslim ....eğer olursa bir güzel tayım ALLAH nasip ederde ne zaman istersen senindir ...

canımın rüzgar çekmesine gelince ; bu bir bağımlılık biliyorsun,atımın yelelerini gidon niyeti ile tuttuğum 10 yaşlarından bu yana , rüzgarın,asfaltın,toprak yolların , bağımlısı olmuşum, can istemesi herdaim, gelgörki insanlar en sevdikleri şeylerden imtihan olurlarmış ,ben de motorumu çok seviyordum ,sizlerde olduğu gibi ;gece bile defalarca uyanıp ,pencerden bakıp ,nikelajların ; denizdeki yakamozların parıldaması gibi ruhuma ,gönlüme yansıttığı ışık ile huzur buluyordum, annelerin bebeklerine söylediği ninni nin sakinleştirici etkisi gibi "o"nun sesi de beni sakinleştiriyor , gülümsyen bir uyku ile başımı koyuyordum yastığa, CAN İSTEMESİ HER DAİM Nihat"çığım,
çok teşekkür ederim ,motorunu almış kullanmış kadar oldum sağolasın....ALLAH kazasız sürüşler de görüşmeyi nasip etsin ...:)

thoraman
22.Ağustos.2007, 18:17
helal olsun dostum ellerine beynine sağlık...

deep-impact
23.Ağustos.2007, 00:03
böyle yazılar beni motoruma biraz daha bağlıyor onu biraz daha sevyorum .Bu arada aman eşim duymasın arkadaşalr vallahi bozuşuruz :-)

drali
23.Ağustos.2007, 01:02
Gönlüne ve yazdığın ellerine sağlık.İyi ki bu saatte siteye girdim ve bu eksta ekstra güzel yazıyı okudum.Sağol kardeş.

barismert
23.Ağustos.2007, 01:17
23 yaşındayım 12 senedir bu yazdıklarınızı yaşıyorum scooterla başladım ve 1 hafta önce gerçek motoruma beni yansıtan makinaya RR ıma kavuştum hayat böle daha güzel bazen gece uyanıp motoruma atlayıp sahil turu yapıyorum bizimkiler sen manyakmısın bu saatte nereye alt tarafı motor diyo ama sizler biliosunuz o motorsiklet dedikleri şey benim yanındayken en mutlu oldugum şey O BAMBAŞKA BİŞEY

cuneyt
23.Ağustos.2007, 01:33
Nihat, süper bir anlatım, gayet eşsiz bir duygu tercümesi...

Motorum olmasını lisedeyken istemiştim. Ama çok küçük bir gençlik hevesiydi. Her anne-babanın yaptığı gibi "manyak mısın sen?" tabiriyle hevesim söndürülmüştü. Üniversitede arabayla bu eksiği gidermeye çalıştım, çok fazla aklıma gelmedi "bir motorum olsa" düşüncesi.

İstanbul'a yerleştikten sonra malum trafik, trafikte akan tek şey : motor. Birer ikişer bulunduğum aracın yanından geçtikçe kanım kaynamaya başladı. Nasıl olsa artık büyümüş, ekonomik özgürlüğümü dahil elime almıştım. Kim karışabilirdi ki...

Önce dedim ki ehliyet şart. Daha önce motor kullanmayı bilmediğimi de hesaba katarsanız hemen kursa yazıldım. İlk sürüş tecrübemi asla unutamam.

Yavaş yavaş hızlanıp yüzüme, ellerime, göğsüme vurmaya başlayan o hafif esintiyi hissettim. 10 - 20 - 30 km hıza geldim. Eşsiz bir duyguydu. Sanki kuş gibi havada süzüldüğümü düşünmeye başladım. Az ilerideki dönemeçe geldiğimde durma noktasına kadar yavaşladım. O rüzgar, o his kayboldu birden.

Hayır dedim olamaz, tekrar yakalamalıyım. Yine açtım gazı 10 - 20 - 30... Tam 1,5 saat dolaştım aynı yerde, dönüp durdum. Dışardan bakan birisi için basit bir kursiyerdim belki. Ama benim öğrendiğim tamamıyla uçmaktı.

O zamandan motoru aldığım zamana kadar(8 ay) yanıp tutuştu içim. Temmuz başında aldıktan sonra gece - gündüz binmek için sabırsızlanıyorum.

Barışmert'e söylendiği gibi "bu saatte nereye, alt tarafı motor" değil bizim için. Özgürce, zamansız, mutluluğa uçmanın kendisi motor...

Allah bizi bu duygudan mahrum etmesin.