PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Devrilen Motosikleti Doğrultmak



aidikurt
06.Şubat.2007, 01:31
Başlık çok motive edici olmasa da, her motosiklet sürücüsünün başına gelme ihtimali olan bir durumdur motosikletin düşmesi ya da devrilmesi... Bu sebeple bu duruma düşüldüğünde ve etraftan yardım alma şansı bulunmadığında çözümsüz kalmamak açısından işi kolaylaştırıcı ve belin incinmesini önleyici bir kaç püf noktasını bilmekte fayda vardır. Öncelikle tabi ki kişinin fiziksel durumunun zarar görmemiş olması ön koşuldur. Ancak devrilme ya da düşme sürecini zarar görmeden atlatmış sürücü aracı doğrultma işlemini üstlenmelidir. Alınabiliyor ise kesinlikle fiziksel yardım alınmalıdır. Bilinçli bir şekilde süreci yönlendirme işlemi sürücüde, kaldırmak için gereken hareketleri yapma yükü de sürücü ve yardım eden kişi/kişilerdedir.

Temel olarak motosikleti doğrultmak için üç farklı teknik sayılabilir. Anlatacağımız üç teknikten ilk ikisinde eğer kişi duruş pozisonunda hata yapar ise belin zedelenme riski vardır. Bu sebeple dikkatli olunmalıdır ve belinde problem olan kişiler üçüncü tekniği tercih etmelidir. Üç yöntemde de ortak olan birkaç nokta vardır. Birincisi, kesinlikle motor stop edilmeden araç doğrultulmaya çalışılmaz, çünkü motor çalışırken ve arka lastik yerdeyken sağ elcikten tutup kaldırırken gaz kolu istem dışı açıldığında araç harekete geçecek ve etrafa ve kendisine daha fazla zarar verecektir. İkinci ortak nokta motosiklet hangi tarafa devrildi ise motosikletin o tarafına geçmek ve kaldırma işlemini o taraftan yapmaktır. Üçüncü ve son ortak nokta ise kaldırma işlemine gidonun motosikletin devrildiği yöne tam olarak çevrilmesiyle başlanmasıdır. Bunu yaparken amaç, gidon ve lastikten oluşan mekanizmayı bir kaldıraç gibi kullanıp az bir kuvvet sarfederek motosikleti yerden bir miktar yükseltmektir. Bu noktadan sonra motosikleti doğrultmanın üç yöntemi farklılaşmaktadır. Bu aşamadan sonra anlatım, motosikletin sol tarafa doğru devrildiği varsayılarak yapılacaktır. Diğer tarafa devrildiği durumda da aynı sürecin simetriği uygulanabilir.

Birinci teknikte her iki el de motosikletin gidonunun sol tarafındaki elcikten tutar. Eller, parmak uçları karşılıklı bakacak, avuç içleri yukarıyı gösterecek şekilde elciği karşılıklı kavrar. Her iki diz de kırık olmalıdır. Eğer dizler kırılmaz ise kaldırma işlemi sadece kol ve bel kuvvetiyle gerçekleşeceğinden belin zedelenme riski vardır. Dizlerin ve kolların yardımıyla araç doğrultulur. Tam dik, yani yer ile arasındaki açı 90° olacak kadar doğrultulmadan, kabaca 85° gibi bir açıda sağ bacak seleye yaslanarak vücut ile devreye girilir ve sağ el ile gidonun sağ tarafına ulaşılıp ön fren sıkılarak motosiklet kontrol altına alındıktan sonra araç tam dik olacak şekilde doğrultulur. Motosikletin ilk etapta kaldırılmayıp tam dikleştirilmeden sağ bacak ile deveye girilmesinin ve ön frenin sıkılmasının sebebi, motosikletin doğrultulur doğrultulmaz diğer tarafa devrilme riskini ortadan kaldırmaktır.

http://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/1-1.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/1-2.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/1-3.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/1-4.jpg
İkinci yöntemde ise sağ elin konumu hariç her ayrıntı birinci ile aynıdır. Sağ el ile yolcu tutamağı (eğer yolcu tutamağı motosikletin yanlarında ve iki adet ise – tek ve arka ortada olanlarda bu tutamaktan tutmak uygun olmayacaktır) ya da yeterince yüksekte ise arka yolcu ayaklığının şasi ile bağlantısı olan askıdan tutulabilir. Eğer bu iki nokta da tutmak için uygun değil ise bu yöntem tercih edilmemelidir. Sinyal, grenaj gibi kuvvet uygulandığında zarar görecek parçalara kuvvet uygulamaktan kaçınılmalıdır. Avuç içi sol elde olduğu gibi motosiklete dönük olmalıdır. Motosiklet birinci yöntemde olduğu gibi kollar ve bacaklar yardımıyla doğrultulur. Yine tam dikleştirmeden sağ bacak ile devreye girilir ve ön frene uzanılarak araç kontrol altına alınır.

http://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/2-1.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/2-2.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/2-3.jpg
Üçüncü yöntemde de ellerin motosikleti tuttuğu yerler ikinci yöntemde olduğu gibidir. Her iki elin de avuç içleri yine araca bakar durumdadır. Ancak bu sefer kişi cephesini değil sırtını motosiklete dönmüş durumda olduğundan sağ el sol elcikten, sol el ise yolcu tutamağı ya da askıdan tutar vaziyettedir. Çömelinir ve kabaca kuyruk sokumu ile bel arasındaki bölge, selenin sol yan yüzeyine dayanır. Selenin oturulan üst yüzeyi değil, yere bakmakta olan sol yan yüzeyinin bel bölgesi ile teması sağlanır. Bu yöntemde bel sadece temas yüzeyidir ve bele yük binmeyeceğinden sakatlanma riski yoktur. Beli, selenin yere bakan yan yüzeyine yaslayacak şekilde motosikletin altına girebilmek, ancak motosikletin gidonunun tam sola kırılarak aracın yerden bir miktar yükseltilmesi ile mümkün olabilmektedir. Motosiklet, dizler açılarak bacakların kuvveti ile kaldırılacağından ayaklar kalçanın tam altına gelecek şekilde çömelinmemelidir. Bu şekilde dizleri açmak mümkün olmaz. Eğer bacaklar düze çok yakın olur da dizlerin kırılma açısı çok az olursa dizleri açacak pay kalmayacağından kaldırma işlemi yine gerçekleşemeyecektir. Optimum açı 90°'ye yakın bir açıdır; böylelikle dizler açılarak bacakların yardımıyla araç doğrultulabilir. Ayaklar birbirlerine yakın olur da açık olmazlar ise işlem daha da kolaylaşacaktır. Yine kabaca 85° gibi bir açıda durulur, sağ el ile sağ elciğe geçilerek ön fren sıkılır ve sol el ile de sol elciğe geçilerek ve sağ bacak motosiklete yavaş yavaş cephe araca dönülerek motosiklet tam dik konuma getirilir. Bu yöntem, beli zorlamadığından özellikle ağır motosikletler için uygundur, ancak motosikleti doğrultma süreci esnasında ayakların kayma riski olduğundan tabanları yere sağlam basan bir motosiklet botu giyiyor olmakta fayda vardır.

http://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/3-1.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/3-2.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/3-3.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/3-4.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/3-5.jpg
Motosiklet sağ tarafa devrildiğinde de bu üç yöntem aynı şekilde uygulanabilir. Ancak motosikletin asimetrik kontrol mekanizmalarından doğan iki avantaj vardır sağ tarafa devrilme durumunda. Doğrultma işlemine başlanmadan yan sehpa açılır ve diğer tarafa devrilme riski sebebiyle tam dikleştirmeden vücut ile devreye girme ve sonra yavaş yavaş doğrultma gereği ortadan kalkar. Ancak düşme esnasında ayak yanlışlıkla vites koluna çarpmış ve vites boşa geçmiş olabilir. Bu durumda motosikleti sol yana, yan sehpası üzerine bırakma esnasında araç öne doğru harekete geçerse yan sehpanın kapanma riski vardır. Bu riski bertaraf edebilecek ikinci avantaj ise, bu durumda sağ elcikteki ön fren levyesini sıkabiliyor olma olanağıdır.

http://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/4-1.jpghttp://www.mm3-01.com/EBultenDevam/images/honda/4-2.jpg
Bu tekniklerden en doğru olanı, kişinin en rahat olarak uygulayabildiği olandır. Yine de unutulmamalıdır ki bu tekniklerin hepsi, yardım bulunmadığı durumlarda tercih edilmelidir. Olanak var ise, ikinci bir kişiden yardım almak en doğrusu ve zahmetsizi olacaktır. Zaten olası düşme durumlarından sonra kişilerin anlık fiziksel ve ruhsal durumları, en uygun halinde olmayacağından normalde olacağından daha fazla bir fiziksel zorlanma sözkonusu olacaktır. Bu sebeple en ideal yöntemin yardım istemek olduğu açıktır. Tekrar yola çıkmadan önce sürücü, kendisinin ve motosikletin durumunun yola çıkmaya uygun olup olmadığını mutlaka kontrol etmelidir. Umuyoruz ki, bu yazıdaki bilgilerin hiç birine hiçbir zaman ihtiyacınız olmasın.
(Alıntıdır)