Kullanıcı Adı: Şifre: - Şifrenizi mi Unuttunuz?
Raptor Riders'a Henüz Üye Değil misiniz? Lütfen Kayıt Olun!

Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
Toplam 12 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1


    Ömer USLUSOY
    Grafik Tasarm
     2 + 2 Teker
     Ankara
    Üyelik:19.Haziran.2007 | Yaş: 43
    Mesajlar: 210  |   AB Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    3

    Tosya Hakkında Ön Bilgi

    [flash width=250 height=250:87d29ff3f7]http://www.tosya.gen.tr/images/content/ulasim.swf[/flash:87d29ff3f7]

    TOSYA TARİHİ VE TOSYA ADI:

    [align=justify:87d29ff3f7]Tosya bölge itibari ile çok eski bir yerleşim merkezidir ve ne zaman, kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir.
    Şehrin, doğu-batı ticaretinde çok önemli olan “İpek Yolu” üzerinde kurulması önemini artırmış, şehir günümüze kadar çok önemli
    bir kültür ve ticaret merkezi olma özelliğini korumuştur.
    Tosya geçmiş dönemlerde sırasıyla Gasgas, Hitit, Firik, Lidya, Kimer, Trak, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmış,
    1071 Malazgirt zaferinden sonra, Çankırı ve Kastamonu ile beraber Türk hakimiyetine girmiştir. Bölge önce Anadolu Selçuklu devleti
    sonra Candar-oğulları, Çoban-oğulları ve II. Murat döneminde de Osmanlı Devleti Hakimiyetine girerek günümüze kadar gelmiştir. Bu sürenin 1071 den önceki yaklaşık 700 yılı Bizans, sonraki 930 yılında Türk hakimiyetinde geçmiştir. Tosya ile ilgili kaynaklarda Tosya adının, Bizans döneminden kaldığı, daha önceki isminin de “Zoaka” olduğu, bugünkü Tosya ismiyle ilgili olarak ta “Doceia” nın Tosya’da yaşayan yerli bir ailenin adı olduğu, ve bu ailenin Kastamonu’da yaşayan Kommenler’le alakaları olduğu , daha sonra bu ismin Tükçe telaffuza uygun olarak “Tosya” olarak kullanılmaya başlandığı yazılmaktadır. Şehrin tarih içindeki ilk yerleşim bölgesinin şimdiki yeri olduğuna dair bazı şüpheler vardır. Bu günkü yerleşim bölgesinin güney doğusunda yaklaşık üç kilometre uzaklıktaki “Mermerdirek” mevkiinde Bizans dönemine ait kalıntıların bulunması Tosya’nın ilk yerleşim yerinin burası olabileceği sanılmaktadır. Tosya’daki yer isimlerinden Kayı, Karkın, Kınık, Bayat, Afşar, Çepni, Gökomuz gibi Türk isimleri olması, bölgeye yerleşen Türklerin Oğuz boylarına mensup olduklarını göstermektedir. Milli Mücadele yıllarında eli silah tutan Tosyalılar cephede savaşırken, geriye kalanlar da cepheye silah ve mühimmat taşımışlardır. İstanbul’dan gizlice kaçırılan silah ve cephaneler İnebolu limanına, oradan katır ve kağnılara yüklenerek Kastamonu, Tosya, Ilgaz, Çankırı üzerinden Ankara’ya ulaştırılıyordu. Savaş yıllarında kazamızdan 400 katırlık kervanlarla cepheye mühimmat taşınmış, işgale uğramamasına rağmen, kuvay-ı Milliye’ye her türlü desteği sağlamış, resmi kayıtlara göre Sakarya ve Başkomutanlık meydan savaşlarında 310 şehit vermiştir. [/align:87d29ff3f7]

    KÜLTÜRÜ VE TARİHİ YAPISI

    [align=justify:87d29ff3f7]Tosya bölge itibari ile çok eski bir yerleşim merkezidir ve ne zaman, kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Ancak tarihi kalıntılara bakıldığında Tosya’nın çok eski bir yerleşim merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Şehrin, doğu-batı ticaretinde çok önemli olan “İpek Yolu” üzerinde kurulması önemini artırmış, şehir yıllarca bölgenin önemli bir ticaret merkezi olmuştur. 1071 Malazgirt zaferinden sonra, Çankırı ve Kastamonu ile beraber Türk hakimiyetine girmiştir. Bölge önce Anadolu Selçuklu devleti sonra Candar-oğulları, Çoban-oğulları ve II. Murat döneminde de Osmanlı Devleti Hakimiyetine girerek günümüze kadar gelmiştir. 1927 yılında çizilmiş bulunan bu harita Tosya'nın 1926 yılındaki idari yapısını ve istatistiki bilgileri içermektedir. Haritanın aslı Tosya Kaymakamlığında sergilenmektedir. Şehrin tarih içindeki ilk yerleşim bölgesinin şimdiki yeri olduğuna dair bazı şüpheler vardır. Bu günkü yerleşim bölgesinin güney doğusunda yaklaşık üç kilometre uzaklıktaki “Mermerdirek” mevkiinde Bizans dönemine ait kalıntıların bulunması Tosya’nın ilk yerleşim yerinin burası olabileceği kanaatini vermektedir. Tosya’daki yer isimlerinden Kayı, Karkın, Kınık, Bayat, Afşar, Çepni, Gökomuz gibi Türk isimleri olması, bölgeye yerleşen Türklerin Oğuz boylarına mensup olduklarını göstermektedir. Tosya’nın Türk Hakimiyetine Girişi Tosya’nın Türkler tarafından fethini Paflagonya olarak bilinen bölgenin fethi içerisinde aramak gerekir. Türler Anadolu’ya ilk defa Hun’lar zamanında gelmişler, daha sonra Müslümanlığı kabul eden Türk beyleri İslam orduları ile Anadolu’daki gaza faaliyetlerine katılmışlardır. IX. Yüzyılın sonlarında Busru’l Afşini, Kayıoğlu Ahmet, Hakan Munis, Burduroğlu Rüstem, Ebu Sabit’in Türki, Toğanoğlu Ahmet gibi meşhur Türk komutanlar Sivas, Amasya, Niksar, Kayseri, Şebinkarahisar, Konya Ereğli, Yalvaç, Bergama, Ankara, Ulukışla, Çankırı, Eskişehir gibi Anadolu’nun bir çok şehrini ele geçirmişlerdi. Ancak karşı taarruza geçen Bizans orduları bu şehirleri geri almaya muvaffak olmuşlardı. Anadolu’nun kamilen Türklerin eline geçmesi şüphesiz ki 1071 Malazgirt Zaferinden sonra olmuştur. Selçuklular bu büyük zaferi kazandıktan sonra Anadolu’ya yaptıkları akınların mahiyeti değişmiştir. Daha önce Anadolu’yu tanıyan, keşfeden ve yıpratan akınlar yerine Malazgirt zaferinden sonra kalıcı ve yerleşme gayesi ile fetihlere girişilmiştir. Bizans ordusunun Malazgirt’te kesin bir yenilgiye uğratılmasından sonra, Anadolu’da Türk akınlarına mukavemet edecek bir gücün kalmaması üzerine Türkler kısa bir zaman içerisinde Üsküdar’a ulaşmışlardır. Tosya’nın fethedilmesini tabi olarak bölgenin fethedilmesi hareketleri içerisinde aramak gerekir. Bölge Türlerin eline takriben XI. Yüzyılın sonlarında geçmiştir. Bu yıllarda Çankırı’yı ele geçiren Emir Kara Tekin Sinop, Kastamonu ve Çankırı’da hüküm sürmüştür. Tabiatıyla Tosya da ilk defa bu yıllarda Türk hakimiyetine girmiş oldu. I. Haçlı seferinin başlaması üzerine bölge uzun yıllar Türk Bizans mücadelesine sahne olmuştur. Selçuklular ve Beylikler Döneminde Tosya Anadolu siyasi birliğinin tamamlanmasında ilk sistemli hareket II. Kılıç Arslan zamanında görmekteyiz. II. Kılıç Arslan eski Türk hakimiyet telakkisine göre ülkesini oğulları arasında paylaştırdı. Bu paylaşımda Paflogonya olarak bilinen ve Pontus şehirleri olarak gösterilen Çankırı ve Kastamonu II. Kılıç Arslan’ın oğlu Ankara Meliki Mesud’a düşmüştür. Tosya, Çankırı ile Kastamonu arasında bir yerleşim yeri olduğuna göre yukarıda bahsedilen yerlerle birlikte Türk hakimiyetine girdiği kabul edilebilir. Ankara Meliki Mesud babası zamanında kardeşleri Bizans aleyhine toprakları genişletirken, bu bölgede Bizanslılara karşı yaptığı seferler neticesinde 1197 yılında Devreğ’i fethetmeye muvaffak olmuştu. Coğrafi mevkiler göz önünde tutulursa, Tosya’nın da içinde bulunduğu Sinop’tan başlayarak Devreğ’e kadar olan bölge melik Mesud’un idaresinde idi. XIII. Yüzyılın ortalarından sonra Selçuklu hakimiyetinde olan topraklar, Sinop’un batısından itibaren gösterilmektedir. Bölgenin fethi I. İzzettin Keykavus’un 1214 yılında Sinop’u alması ile tamamlanmıştır. Bundan sonra Tosya’nın da içinde bulunduğu Batı Karadeniz Bölgesinde Çoban-oğulları beyliğinin söz sahibi olduğu görülmektedir. Hüsameddin Çoban Beyin soyundan adını alan bu beylik bölgedeki hakimiyetini XIII. Yüzyılın sonlarına kadar sürdürmüştür. Bölgede 1291 yılında Şemseddin Yaman Candar’ın Kastamonu’yu alması ile Candar-oğullarının egemenliği başlamış oldu. Osmanlı-Candaroğulları Mücadelesi ve Tosya 1299 yılında küçük bir beylik olarak ortaya çıkan Osmanlı devleti Anadolu’daki diğer Türk beylikleri ile iyi geçinerek genişlemesini Bizans toprakları yönünde yapmıştır. Osmanlı Candar-oğulları beyliklerinin ilk dönem ilişkilerine dair kaynaklarda tatmin edici bilgiler mevcut değildir. Osmanlıların “Kötürüm Beyazid” dedikleri Candar-oğlu beyi zamanından itibaren Osmanlı Candaroğulları ilişkileri başlamıştır. İlk dönemlerde iyi ilişkiler içerisinde olan bu iki beylik Kötürüm Beyazid’in oğlu olan II. Süleyman’ın babasına isyan ederek Osmanlılara sığınması ile bozulmuştur. Bu durum karşısında Kötürüm Beyazid çeşitli ittifak arayışlarına girerek Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin’e elçiler göndermiştir. Bu arada I. Murat Kötürüm Beyazid’in oğlu II. Süleyman’ın emrine bir ordu vererek babasının üzerine gönderdi. Kastamonu’da yapılan savaşta yenilen Kötürüm Beyazid Sinop’a çekilmek zorunda kalmıştır. Osmanlıların Kastamonu’yu terk etmesi üzerine babasına karşı direnemeyen II. Süleyman Kastamonu’dan tekrar ayrılarak I. Murat tan yardım istedi. Bu olaylar sırasında hastalanarak ölen Kötürüm Beyazid’in yerine oğlu II. Süleyman (Paşa) geçmiş oldu.(1385) II. Süleyman Paşa I. Murat’ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Yıldırım Beyazid’in ilk yıllarında da Osmanlılarla iyi geçindi. Ne var ki Yıldırım Beyazid’in Anadolu Türk Birliğini sağlama yönünde Anadolu’daki diğer Türk Beyliklerine yönelik hareketleri Süleyman Paşayı yeni ittifaklar aramaya itmiştir. 1392 yılında Yıldırım Beyazid’in II. Süleyman Paşa’yı öldürmesi ile Kastamonu ve Candaroğulları topraklarının büyük bir kısmı Osmanlıların eline geçmiş oldu. Bundan sonra Candar-oğulları beyliğini tekrar eski durumuna getirmek için beyliğin Sinop kolunda hüküm süren İsfendiyar Bey mücadeleye başladı.İsfendiyar bey Osmanlı padişahına bir elçi göndererek af diledi ve Sinop’un kendisine bırakılmasını istedi. Yapılan anlaşmaya göre Tosya’nın da içinde bulunduğu Kastamonu, Çankırı ve Kalecik tarafları Osmanlılara geçmiş oldu. 1402 Ankara savaşından sonra, Timur, Yıldırım Beyazid’in daha evvel ele geçirmiş olduğu beyliklere eski istiklallerini iade etti. Timur İsfendiyar Beye sadece Sinop’u değil Yıldırım’ın 1392 yılında aldığı Kastamonu, Tosya, Çankırı ve Kalecik’i de verdi. Fetret devri yıllarında Osmanlı devletini tekrar ihya etmeye çalışan Çelebi Mehmet’e karşı İsfendiyar bey ve Osmanlı Şehzadesi İsa bey Bakırküresi, Tosya, Çankırı, Kaleci ve Canik askerlerinden müteşekkil bir ordu ile Ankara’yı almak istemişlerse de Gerede önlerinde yapılan savaşı kaybederek çekilmişlerdir. Osmanlı Candaroğulları ilişkileri günlük politikalar gereği bazen dostane, bazen de hasmane bir şekilde gelişiyordu. Çelebi Mehmet 1416 yılında Eflak’a yapacağı bir sefer için İsfendiyar Beyden yardım istemişti. Bunun üzerine İsfendiyar Bey, oğlu Kasım bey komutasındaki bir kuvveti Osmanlıların yardımına gönderdi. Eflak Seferi dönüşü Kasım bey babasının beyliğin en mahsuldar olan Çankırı, Kalecik, Tosya ve Kastamonu taraflarını çok sevdiği oğlu Hızır’a vermek istemesine gücenerek babasının yanına dönmeyerek Osmanlı himayesinde kaldı. Bu durum iki devlet arasındaki ilişkilerin tekrar bozulmasına sebebiyet vermiştir. Çelebi Mehmet yukarıda sözü edilen yerlerin Kasım’a verilmesi için İsfendiyar beye bir name yazdı ise de kabul edilmedi. Bunun üzerine Çelebi Mehmet Candar-oğulları beyliği üzerine sefer açtı. Sinop’a çekilen İsfendiyar bey, Çelebi Mehmet’in bu isteğini kabul etmiş, Bakırküresi ve Kastamonu’nun kendisinde kalmasını rica etmek, Tosya, Çankırı ve Kalecik’in oğlu Kasım’a değil padişahın kendisine kalmasını dilediğini bildirmek için elçi göndermişti. Ilgaz dağı sınır kabul edilerek Tosya ve Kargı’da dahil olmak üzere Çankırı ve Kalecik Osmanlı himayesindeki Candar-oğlu Kasım’a verilmişti. Böylece Candaroğulları beyliğinin bir kısmı Osmanlı hakimiyetine girmiş oldu. Çelebi Mehmet’in ölümü II. Murat’ın Osmanlı tahtına çıkması üzerine ortaya çıkan olayları fırsat bilen İsfendiyar bey daha önce Osmanlı himayesindeki oğluna vermek zorunda kaldığı yerleri geri aldı. Küçük Mustafa Çelebi işini bitiren II. Murat Kasım bey komutasındaki kuvvetleri İsfendiyar bey üzerine göndererek, önce Kastamonu’ya sonrada Sinop’a çekilmesini sağladı. Yapılan anlaşma ile Çelebi Mehmet zamanındaki sınırlara dönülmüş oldu.Candaroğlu İsfendiyar bey Osmanlılarla öteden beri gelen anlaşmazlığı kesin olarak ortadan kaldırmak için Osmanlılarla akrabalık kurmayı uygun bulmuştur. Bu politikasında başarılı olan İsfendiyar bey ülkesinde yeniden huzuru ve düzeni tesis etmiştir.İsfendiyar beyin 1439 yılında Sinop’ta ölmesi üzerine yerine oğlu II. İbrahim Bey geçti. 1443 yılına kadar beyliğin başında kalan II. İbrahim Bey döneminde Osmanlı-Candar-oğulları ilişkilerinde bir değişiklik olmadı. 1443 yılında beyliğin başına II. İbrahim Beyin büyük oğlu İsmail beyin geçtiği görülmektedir. İsmail bey 1451 yılında Osmanlı Tahtına geçen II. Mehmet’le dostane ilişkiler kurmuş, hatta İstanbul Muhasarasına bizzat askerleri ile gelerek yardımda bulunmuştu. 27 Mayıs 1453 günü girişilecek son hücum öncesinde şehrin teslimi için imparatora gönderilenler arasında idi. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethi gibi büyük bir başarıdan sonra Anadolu Türk Birliğini sağlama yolundaki politikası Candaroğlu İsmail beyi rahatsız etmiştir. Bu sebeple İsmail bey kendisine yeni bir hami bulmak için Hıristiyan alemi ve Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’la temasa geçmiştir. Candaroğulları beyliğinin kesin olarak Osmanlı topraklarına katılması, Fatih’in bir Ceneviz Kolonisi olan Amasra’yı 1459 yılında alması ile başlamıştır. 1461 yılında Kastamonu’yu alan Fatih Sultan Mehmet, Sinop kalesine kapanan İsmail Bey üzerine kuvvet gönderdi. Kaleyi muhasara eden Osmanlılara karşı çıkar yol bulamayan İsmail Bey kaleyi savaşmadan teslim etmiş ve Sinop’ta Fatih tarafından iyi karşılanarak kendisine Bursa civarındaki Yenişehir, İnegöl ve Yarhisar tımar olarak verilmiştir. Candaroğulları beyliğinin bundan sonra başına İsmail beyin kardeşi Cemaleddin Kızıl Ahmet geçirilmiştir(1461). Ancak Trabzon seferinden sonra kendisine mora sancağı verilerek Kastamonu dan uzaklaştırılmıştı. Böylece Candaroğulları beyliği kesin olarak 1461 yılında Osmanlılara katılmış oldu. Kuruluş devrinden itibaren Osmanlılara karşı düşmanca bir politika takip eden Candaroğulluları , Osmanlı Devleti için Anadolu da büyük bir tehlike olmuştur. Candaroğulları beyliğinin sahip olduğu toprakların coğrafi önemi, Bursa–Tebriz kuzey ipek yolunun bu beyliğin elinde olması ve batıda meşgul olurken arkasını emniyete alması gibi birçok sebep Candaroğlu beyliğinin alınmasını mecbur kılıyordu. Prof. Dr Yaşar Yücel’e göre Candaroğulları beyliğinin Osmanlı Devletine katılmasını zaruri kılan amiller; Hıristiyan dünyasınca Anadolu’yu Osmanlılardan kurtarmak için girişilen uluslar arası ittifaka Candaroğullarının katılması, Candaroğullarının Trabzon Rum imparatorluğu ile ittifaka girişmesi, Tebriz – Tokat –Bursa ipek yolunun tehdit altında bulunması, Sinop limanının askeri ve İktisadi önemidir. [/align:87d29ff3f7]


    Turizm Değerleri

    [align=justify:87d29ff3f7]Tosya, hem coğrafi konumu hem de doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen yıldız gibidir. Görkemli Ilgaz dağının eteklerinde, devrez vadisinde kurulu olan ilçemizde turizm şu anda pek konuşulmasa da gelecekte önemli bir konu haline gelecektir.

    Öncelikle tosya dört bir yanı ormanlarla, göllerle, ve yaylalarla çevrili bir doğa harikasıdır. Fotoğraflarda ve gezelim menüsü altında bazı önemli mesire yerleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Özellikle yayla turizmi tosyada gelişmeye açık bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaz aylarında yapılan yayla şenlikleri bunlara birer örnektir. Milli parklara dahil olan Dipsiz Göl ise Ankara'dan ve çevre illerden ziyaretçilerle dolmaktadır. Tosya, yaylarıyla, gölleriyle,bağlarıyla ve doğa güzellikleriyle insanları cezbetmeye devam edecektir.

    Turizm değerleri sadece doğa güzellikleriyle bitmemektedir. Tosya zengin kültür mirasıyla ve kendine özgü değerleriyle gezilmeye, görülmeye layık bir yerleşimdir. Örf ve adetleriyle, el sanatlarıyla, yemekleriyle, misafirperverliğiyle kısaca bu güzel anadolu kültürüyle ilgi odağı olmaktadır. Tosya'nın kültürü hakkında daha ayrıntılı bilgiyi sitede bulabilirsiniz

    Tosya turizmine katkıda bulunabilecek bir alan da tarihi yapılarıdır. 1584 yılında yapılan abdurrahmanpaşa camii (yeni cami) ve diğer camiler, tarihi ahsap yapılar, hamamlar bunlara örnektir.

    Her ne kadar tosya nufüs açısından küçük bir ilçe olsa da doğal güzelliğiyle ve kültürüyle turizmcileri kendine çekebilecek kapasitededir. Eğer bir gün Tosya'ya yolunuz düşerse pirinç almadan, bir davette pilav yemeden, bağlarını ve mesire yerlerini gezmeden; kısaca tosya'yı yaşamadan sakın ayrılmayın... [/align:87d29ff3f7]
    Su Gibi Olmalıyız; Her Şeyden Aşağıda, Ama Kayadan Bile Kuvvetli..

  2. #2

    müslüm baba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Müslüm
    Serbest Meslek
     Regalraptor 250 CC
     İstanbul
    Üyelik:11.Şubat.2007 | Yaş: 65
    Mesajlar: 1,151  |   B Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    2
    Bu yazının kısası yokmu.
    NERDE BİR MOTORCUNUN BAŞI SIKIŞSA MÜSLÜM BABAYI ARAR 0532 228 08 59

  3. #3


    Ömer USLUSOY
    Grafik Tasarm
     2 + 2 Teker
     Ankara
    Üyelik:19.Haziran.2007 | Yaş: 43
    Mesajlar: 210  |   AB Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    3
    tarihi bir bölge olduğu gibi vermek istedim o yüzden.. konuyu daha detaylandıracağım.. Adminimizden de Ricam Gidip Gezilecek Yerelerin Tarihi Yapısını ve Bölge Bilgilerini Koyabileceğimiz Bir Bölüm Açılması.. Ben Çok Meraklıyımdır Bu Tip Bilgilere.. Elimde Gittiğim Her Şehirin Gidilebilecek Gezilebilecek Her Noktasına, Yenebilecek Yemeklerin 10 üzerinden Puanlamasına Kadar Türlü Bilgiler İçeren Kendi Oluşturduğum 10 Yıllık Bir Arşivim Var.. Zaman İçinde Gezilerin O Bölgelere Çıkması Halinde Bu Bilgileri Sizlerle Paylaşmaktan Keyif Alıcam
    Su Gibi Olmalıyız; Her Şeyden Aşağıda, Ama Kayadan Bile Kuvvetli..

  4. #4

    altug - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    A.Altuğ ASARLIOĞLU
    Mühendis
     REGAL RAPTOR
     Ankara
    Üyelik:02.Temmuz.2007 | Yaş: 46
    Mesajlar: 370  |   B Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    0
    YA ÖMERCİĞİM . KISA BİR ÖZET YETERDİ BE GÜZEL KARDEŞİM. VALLAHİ BETON ETTİN BİZİ. :D :D :D :mrgreen:
    GRİ KUZU 06 BA 0660

    TAŞLAR TEKERİMİZDEN UZAK DURSUN

  5. #5

    müslüm baba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Müslüm
    Serbest Meslek
     Regalraptor 250 CC
     İstanbul
    Üyelik:11.Şubat.2007 | Yaş: 65
    Mesajlar: 1,151  |   B Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    2
    Evet yaa oku oku bitmiyor, yarısını da Tosyada okuyacağım.
    NERDE BİR MOTORCUNUN BAŞI SIKIŞSA MÜSLÜM BABAYI ARAR 0532 228 08 59

  6. #6

    aidikurt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Alper idikurt
    Bankacı
     Yamaha XVS 1300 A Midnightstar
     İsntabul - Sancaktepe
    Üyelik:22.Aralık.2006 | Yaş: 44
    Mesajlar: 5,068  |   B Rh (+)
    Beğenmiş
    514
    Beğenilmiş
    573
    bilgilendirme için saol kardeşim
    RaptorRiders bir çığ gibi büyümeye devam ediyor

  7. #7

    yenikoylu_ua - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Kubilay BURSALIOĞLU
    Serbest Meslek
     Aprilia Caponord
     İstanbul
    Üyelik:05.Mayıs.2007 | Yaş: 55
    Mesajlar: 3,035  |   A Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    {vb:rawphrase post_thanks_times_post, 4
    Vallahi oku oku bitmedi ama genede teşekkürler
    Mesele Motor kullanmak değil YEĞEN Mesele Çevrendekileri düşünerek kullanmak !!!

  8. #8

    gidikurt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Gülçin idikurt
    Anasınıfı Öğretmeni
     YOK
     İstanbul
    Üyelik:03.Mayıs.2007 | Yaş: 47
    Mesajlar: 625  |   0 Rh (+)
    Beğenmiş
    2
    Beğenilmiş
    3
    Bu kadar bilgiyi yazmak epey bir zamanını almış olsa gerek

    teşekkürler bizimle paylaştığın için

  9. #9

    gecee - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Deniz yılmaz
    IT
     FZ6 Fazer
     İstanbul
    Üyelik:06.Mart.2007 | Yaş: 40
    Mesajlar: 432  |   A Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    0
    zaman ayırmış emek vermişsin ya uzunda olsa ellerine sağlık...
    sağol paylaşımın için ....
    Jour Ambiguous :evil:
    34 VH 7413


    541 301 83 62

  10. #10

    RızaHoşgör - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    RIZA HOŞGÖR
    Serbest Meslek
     RR 2007
     Çanakkale
    Üyelik:06.Nisan.2007 | Yaş: 55
    Mesajlar: 1,023  |   0 Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    3
    emegine sağlık ankaralı dostum
    bundan daha kısa ve özlü yazılamazdı.
    sağolasın
    DİKİLİ BİR AĞACINIZ VARMI?

Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Yukarı Çık