Kullanıcı Adı: Şifre: - Şifrenizi mi Unuttunuz?
Raptor Riders'a Henüz Üye Değil misiniz? Lütfen Kayıt Olun!

Toplam 3 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 3 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1


    Tuğrul Baylan
    Piping Designer
     Kawasaki Vulcan 800/Vn800
     İstanbul - Kartal (Anadolu Yakası)
    Üyelik:08.Haziran.2015
    Mesajlar: 1,449  |   0 Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    20

    Exclamation Adapazarı/Karasu-İzmir Turu

    Evet arkadaşlar, hepimiz isteriz ki motorumuzun üstüne atlayalım ve tüm dünyayı dolaşalım. Tabi günlük iş hayatı, sıkıntılar derken bırakın dünyayı ülkemizin yarısını bile dolaşamıyoruz. En azından hayal edebiliyoruz. Hayal etmek de güzel şeydir. Ben de bunu hayal eder dururum. Hatta vakit buldukça şehirlerarası yola çıkıyorum. Bu seferki çıktığım yol Adapazarı/Karasu oldu.

    Cuma günü geldiğinde içim ferahlar, rahatlarım, beynimdeki tüm iş yükü azalır. Malum tatil benim için başlamıştır ve her haftasonu muhakkak bir yerlere kaçmaya çalışırım. Yaklaşık sekiz aydır İzmir'deyim, Kuzey Ege ve Marmara Bölgesinin neredeyse tamamını dolaşmış bulunmaktayım. Her gittiğim yerde güzel yerler gördüm, güzel arkadaşlıklar kurdum ve tabi en nihayetinde tekrar İzmir'e de geri dönmüş bulundum.

    Cuma akşamdan kız arkadaşımla konuştum, kendisi de Adapazarı/Karasu'daydı. Geleyim, gelmeyeyim derken atak bir karar vererek gitmeye karar verdim. Motorun bakımları, herşeyi tamdı. Lastikler keza yeni alınmış. Hava durumunu da kontrol ettikten sonra geriye haritadan güzergaha bakmaya geldi sıra.

    Aslında Araç kiralayıp gidecektim fakat aradığım yaklaşık 15 Rent a Car firmalarından hiçbirinde araç bulamadım. Kimisi yok diyor, kimisi haftasonuna kadar yok diyor, hatta bir firma Eylül sonuna kadar aracımız yok dedikten sonra motorla gitmeye karar verdim.

    Hemen Google Maps'i açıp rota belirledim kendime. İstanbul'a gittiğim güzergahı kullanacaktım ama bu sefer yaklaşık 40 km'lik bir güzergah değişikliğinde bulundum. Normal şartlarda İstanbul'a gelirken Aliağa, Bergama,Soma, Savaştepe ve Balıkesir'e geçip oradan da Bursa, Yalova diyerek Kartal'a ulaşıyordum. Fakat Savaştepe yolu özellikle bahar aylarında tam bir doğa harikası olmasına rağmen tek şerit gidiş geliş, soğuk asfalt ve kamyonların kullandığı virajlı bir yol olduğundan fazla basamıyor. Dolayısı ile vakit kaybına uğruyordum. Güzergah olarak Menemen, Muradiye, Manisa, Akhisar üzerinden Balıkesir'e geçecektim. Nitekim planladığım gibi oldu.

    Google Maps'e baktığımda Yalova 450 km, Adapazarı/Karasu 540 km gösteriyordu. Yalova'dan 90 km fazla bir yol. Normal şartlarda fazla hız yapmadan Savaştepe üzerinden 5.5-6 saatte varıyordum. Ne kadar sürebilir ki Karasu diyerek hazırlıklarımı tamamladım. Duş alıp yolda lazım olabilecek eşyaları yanıma aldıktan sonra erkenden uyudum. Sabah 6'da uyanıp son hazırlıkları tamamladıktan sonra da tam 7'de kontak çalıştı, teker döndü.

    Menemen'e kadar geldikten hemen sonra Manisa yoluna girdim. Havada rüzgar yok, çok da ısınmamıştı. Sürüş için ideal bir hava. Google Maps'in gösterdiği gibi Akhisar'a 1 Saat 25 dakikada vardım. Muhtemelen uçarak gittiğimizi öngörüyor sistem. Yolun çoğunda 120/140 km hızlara ulaşmama rağmen bu şekilde varabildim. Ya bizim makinelerde kadran yanlış gösteriyor. Yada Google Maps'in verdiği saatlerde bir sıkıntı var.

    Akhisar'da kahvaltı yaptıktan sonra tekrar yola koyuldum. Manisa çıkışında rüzgar başladığı için hız keserek yoluma devam ettim. Fakat şöyle bir sıkıntı vardı, saate baktıkça içim kararıyor. Balıkesir'i geçip, Mustafakemalpaşa'ya geldiğimde motor teklemeye başladı. hayırdır inşallah diyerek hemen yedek depo mandalını açıverdim ama motor çoktan stop etti. Uğraş, uğraş derken yedek depo mandalını açık unuttuğumu farkettim. Bir kaç denemeden sonra tekrar çalıştı ama 500 metre gittikten sonra öksürdü ve tamamen sustu. Neyse otostopla hallederiz dedim.

    Yolda beklerken motosikletli bir arkadaşa denk geldim karşı şeritte. Çok sağolsun 6 km gerideki benzin istasyonuna vardık. Yürüdüğümü düşünemiyorum. Tabii arkadaş pek bir hız delisi olduğundan, arkasında kelime-i şehadet getirerek gittim arkasında. 1 litre benzin aldıktan sonra karşı şeride geçtim. Bu sefer de Shell benzin istasyonlarının bölge denetleyicisiyle karşılaştım. Ona da buradan sevgiler gönderiyorum. Kendisi aldı beni. Öğrenciyken sürekli otostop çekerek tatile gittiğini ve bundan ötürü hep otostop çekenleri aldığını belirtti.

    Motorun yanına vardıktan sonra benzini boşalttım ve tekrar yola koyuldum. En yakın benzin istasyonunda depoyu fulleyip tekrar kontak çalıştırdım. Öğlen saatlerinde Karasu'da olmam gerekirken saat 2'de Bursa'ya varmıştım. Yaptığım planlamalar nedense tutmadı. Rüzgar da işin cabası tabi.

    Bursa'ya gelmeden otobana girip, oradan Yalova'ya iniyordum. Buraya kadar yolun her bir köşesinden haberim var olduğundan çevreye dikkat bile etmiyorum artık. Fakat Aynı güzergahtan devam edip otobandan yalova çıkışına girmeyip dümdüz Bilecik tarafına yöneldim. Otobandan bir süre daha devam edip Yenişehir'e geldim. Hoş ve güzel bir gelişmiş kasabadır kendisi. Benzin istasyonunda durup insanlarla biraz sohbet ettikten sonra tekrar yola koyuldum.

    Yenişehir'den çıktıktan sonra başladım bir dağ tırmanmaya. Yolda yapım çalışmaları olduğunun haberini benzin istasyonunda almıştım. Tabii durumun bu kadar vahim olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Yolun çalışma yapılan yerleri toprak, çukur, mıcır ile doluydu. Chopper ile drift yapmayı da tecrübe etmiş oldum. Çılgınca bir deneyimdi. Herkese tavsiye etmiyorum

    Tepeyi aştıktan sonra karşılaştığım manzara şahanenin de ötesindeydi. İznik gölü tamamen ayaklarınızın altında bulunuyor. İşin kötü tarafı yolda durup fotoğraf çekebileceğiniz, çay-sigara molası verebileceğiniz herhangi bir yer yok. Her yer virajlarla dolu ve hızlı geçip gidiyor araçlar. Yol yapım çalışması olmayan yerler duble yol, yeni yapılmış asfalt. Tabiri caizse cillop gibi yoldu.

    İznik'te de kısa bir mola verdikten sonra hızlı bir şekilde yola koyulup Pamukova, Alifuatpaşa, Arifiye derken Adapazarı'na ulaştım. Bu arada Rüzgar hala devam ediyor hızlanamadığım için performans düşüşü+zaman kaybı fazlaca olmuştu. Saat 15.30 civarı Adapazarı'na gelebilmiştim. İçimden lanetler okumaya çoktan başlamıştım bu da ayrı bir mesele.

    Tabi Adapazarı'na ulaşmak için kullandığım yol ana çevre yolu olduğundan hem rüzgar, hemde o kadar yoğun trafiğin içerisine dalmak ürkütmedi değil. Yılmadan, aslında içimde feryat ederek yoluma devam ettim. Adapazarı'nın içinden Karasu yoluna saplandıktan sonra doğayla içiçe güzel bir yoldan devam ettim ama rüzgar artık hardcore boyutlarda esmeye başlamıştı. Çoğu yerde rüzgara karşı motoru yatırıp öyle devam etmek zorunda kaldım.

    Veee sonunda Karasu'ya varabilmiştim. Akşam 17.30 ve toplam yolculuk süresi 10.5 saat oldu. Neden böyle oldu bilmiyorum ama bir daha gider miyim? Şüpheli. Kız arkadaşımla görüşüp hemen bir akşam yemeğini hallettikten sonra yorgunluk çaylarımızı yudumladık. Ardından ben kendime bir Apart tutarak odaya yerleştim. Karasu fena bir yer değil. İnsanlarının çoğu Karadeniz'li ve çok samimiler. Hatta bir esnafla motor muhabbetine tanıştık. O sırada motor park etmeye müsait olmayan bir yerde durduğundan ''Abi adamlar cins cins bakıyorlar, laf etmesinler çekeyim şunu'' diyerek yanından tam ayrılacağım sırada kolumdan tutup ''Kim sana laf ediyi, vurarum onu burada'' diyerek gülmeme sebep olmuştur.

    Gece mekanları olarak çok fazla bir alternatife sahip değil. Boydan boya bir kumsala sahip. Araç trafiği için sıkıntılı ama benim dul feryadı bu konuyu hızlıca çözdüğünden aralardan geçerek şehiriçi trafiğine takılmadan yoluma devam edebildim. Ve Rüzgardan yolun kenarı, heryer kum ile dolmuş. Altyapı ve Belediye temizliği olarak pek iyi oldğunu söyleyemem.

    Gece dışarı çıktıktan sonra yerli apaçi gençlerle karşılaştım. Arabanın camından sarkıp çığlık atanlar mı dersiniz? Kızlara laf atanlar mı dersiniz? Her türden insanla karşılaşırsınız. Biz Bize adlı mekanda oturup alkollerimizi yudumladıktan sonra gecemizi sonlandırıp Apart otelimize döndük. Gece uyurken herşey güzeldi. Keşke sabah uyandığımda lavaboda ayna olduğunu da görebilseydim daha da mutlu olabilirdim

    Ertesi sabah geriye dönmem gerekiyordu. Malum Pazartesi iş var. Aslında gitmeyecektim izin alıp ama yoğunluk fazla olduğundan pek mümkün olmadı. Öğlen 12 gibi yola koyuldum. Neredeyse hiç rüzgar mukavemetiyle karşılaşmadım. ortalama 130/140 km hız ile yol aldım. Yorucu olmasının dışında epey keyifli bir yolculuktu aslında. Ama Google Maps'e bir daha güvenmeyeceğim.. Ve en önemlisi yedek depo mandalını da kontrol edeceğim.

    Hepimizin farı da, yolu da açık olsun.

    Sevgiler.

    tb

  2. #2

    penguennoktanet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Kerem
    Bilgisayar Mühendisi
     Spyder
     Samsun
    Üyelik:20.Temmuz.2015 | Yaş: 45
    Mesajlar: 357  |   0 Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    7
    Yedek depo mandalı benimde başıma geliyordu. Çok ucuz kurtulmuştum. Tekleme tam benzinlik önünde oldu
    Yrd. Doç. Dr. Kerem Erzurumlu
    RR Sypder 250 (DD250e-10)
    http://www.penguen.net

  3. #3


    Tuğrul Baylan
    Piping Designer
     Kawasaki Vulcan 800/Vn800
     İstanbul - Kartal (Anadolu Yakası)
    Üyelik:08.Haziran.2015
    Mesajlar: 1,449  |   0 Rh (+)
    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    20
    Alıntı penguennoktanet Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Yedek depo mandalı benimde başıma geliyordu. Çok ucuz kurtulmuştum. Tekleme tam benzinlik önünde oldu
    Hocam siz benim yanımda zemzemle yıkanmış gibisiniz valla önümde de arkamda da 6 km mesafe vardı benzinliğe

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Yukarı Çık