Daha ilk buluşmamda şunu söylemiştim bu ekip için. “insanlar günümüzde sosyalleşmek için ciddi paralar ödüyorlar. Hadi trekking, hadi dağ gezisi, hadi bilmem ne gezisi, hadi rakı içelim zirvesi vs. ama gördüğüm kadarıyla siz bunlara hiçbir çıkar gözetmeden sahipsiniz ve insanlara da sunuyorsunuz. Bu cidden büyük bir değer”
Yaklaşık 6 ay sonunda daha ilk gün etmiş olduğum cümlenin ne kadar da doğru olduğunu anladım. Ve duygularımı buraya yazarak paylaşmak istedim. Niyetim İzmir ekibinin bir başka olduğunu anlatmak ya da övmek değil, eminim ki diğer ekipler de bu şekildedir. Sadece paylaşmak istiyorum.
Öncelikle şefimizden başlamak istiyorum. Sanırım uzaya roket yollamak hariç her işten anlayan bir adam kendisi, belki o işi de yapmıştır bilemiyorum ama bana göre en önemli özelliği liderlik vasfı. Öyle elinde sopası, asarım keserim bir adam değil ama bu ekibi yönetmeyi çok iyi başarıyor. Küçüklerle küçük, büyüklerle büyük olmayı biliyor, kızmadan sinirlenmeden insanları yönlendirebiliyor. “Bakın bu böyle olacak” dediği konuların neredeyse tamamı öyle olduğu için kendi aramızda espri amaçlı hz. Hikmet deriz kendisine. Sürüş esnasında uçuruma sürse hepimiz arkasından süreriz “adamın bildiği vardır” diye. Kendisini tanımış olmaktan dolayı çok mutluyum.
Abilerimiz var burada bizden büyük. Sadece motorlar alakalı değil, herhangi bir konuda gecenin bir yarısı kapısını çalıp akıl almak istesem sorunu kendi sorunu gibi sahiplenecek abiler. Bize yol gösteren, büyüklük yapan abilerimiz. Bazen aramızdaki en küçük insandan daha küçük, daha eğlenceli, bazen herkesten daha olgun abilerimiz.
Kardeşlerimiz var birçoğu motorla yeni tanışmış, motorun ne olduğunu anlamaya çalışan kardeşlerimiz. Açıkçası onlar adına çok mutluyum motorun felsefesini, ne olduğunu ne olmadığını böylesi bir ekipte öğreniyor oldukları için. Bakmayın yaşlarının ufak olduğuna, bazen hepimizden daha olgun olurlar. Çok gayretli, çalışkan, meraklı, zeki insanlar.
O kadar eminim ki bu ekipten, ekipteki insanlardan. Herhangi x bir konuda başım dara düşse herkesin koşturacağını biliyorum. Başım ağrıyor desem İzmir’in diğer tarafında oturan kişinin bana ağrı kesici getireceğini biliyorum. Ev mi taşınıyor, hadi o zaman işi olmayan ev taşımaya. Düğün mü var, hadi o zaman. Bir etkinlik mi var, hadi hep beraber. Bir sorun mu var, o sorun kişisel olmaktan çıkar ekibin sorunu olur. Bir abimiz planet motosiklet aldı, daha kendisi “bu hepimizin motoru” demeden biz zaten motoru sahiplenmiş, “şurasını da şöyle yaparız” demeye başlamıştık bile.
Elinde çeşitli türden farklı imkanları olanlar bunu ekip için kullanmaktan imtina etmiyor, herkes elinden geldiğince artık. Neyse ki bu imkanları daha iyi kullanabilecek bir gaRRaj açıldı da herkes çam sakızı demeden katkıda bulunuyor. Tüm ekip o kadar heyecanlı ki, herkes “seneye burası bize yetmeyecek, büyük bir yere geçmemiz lazım” konusunda hemfikir. Ve elini taşın altına sokmaya da hazır.
Patch aldığım gün şunu demeye çalıştım; “patch o kadar da önemli bir şey değil benim gözümde. Önemli olan bu ekipteki kardeşlik, birliktelik, dayanışma, bütünleşme. Patch ise bunların nişanesi, vitrini, imzası.” Evet, o patchi aldığım için, taşıdığım için mutluyum ama dayanışmayı, yardımlaşmayı, birlik olmayı benimseyen bir ekipte olduğum için daha mutluyum.
Örnekler o kadar fazla çoğaltılır ki, yaz yaz bitmez. Kısacası “yolda ayağım takılıp düşsem arkadan gelen kardeşim beni kaldırır” düşüncesine sahip herkes bu ekipte. Bu düşünceye bu zamanlarda para ödesen dahi sahip olunamıyor malumunuz. Ve bu ekipte para geçmiyor diyemeyeceğim ama çok da değerli bir şey değil. İyi ki bu insanları tanımışım, iyi ki bu ekipte kendime yer bulmuşum. Daha uzun zamanlar birlikte olmak, birlikte sürmek dileğiyle. Seviyorum seni İzmir ekibi.