Merter,
selamlar,
Bence konu makineler ve güçleri değil. Sürmek içinde birçok konuyu taşıyan felsefi bir kavram. Binlerce insanın aklında bir noktadan diğerine gitmek, görmek, hissetmek ve hissettiklerini yaşamak var.
Hepimiz bizlere çizilmiş bir yolda konumlandırıldığımız bir şekilde ilerliyoruz. Duruş noktamıza göre sosyal ve ekonomik, kültürel vs. farklılıklar gösteriyoruz. Ayırım burada başlıyor. Sahip olabileceklerimiz veya olduklarımızı nasıl ve hangi şekilde kullanabileceğimizi de durduğumuz nokta belirliyor. Ama yinede her türlü ayrıma rağmen, değişik konumda bulunanlar aynı yaşamın içinde farklı araçlar ile aynı etkinlikleri yapma şansını bulabiliyor.
Konu çok derin, çok fazla felsefe yapmadan ve saçmalamadan aradan sıyrılalım.
Kim daha sürücü sorusunun cevabı bana göre, bir yada bin km., eğitimli/eğitimsiz, ayak gücü motor gücü, 50, 100 veya 1200 cc., fark etmez yüreğini ve aklını birleştirip gönlünce gidendir. Rüzgarını rüzgara katandır. Her şeye rağmen ÖZGÜR olandır. Bakıp da yapamayan, gitmek isteyip de gidemeyenlerin ruhlarını da yanında taşıyanlardır.
Arkadaşlığımıza, dostluğumuza, kardeşliğimize istinaden yazdım. Kişisel görüşlerimdir. Aşağıya birkaç örnek koymuştum ama sadece sürmek ve 150 cc denilince aklıma gelen tek usta Osman Gürsoy ve efsane makinesidir.
http://www.ordugozlem.com/default.as...r_detay&id=666