Bir çok arkadaş soruyor gerek grupdan gerek kişisel sosyal çevremden "Eskişehir nasıldı?"
en basit hali ile 10 numaraydı...
ama detaya girersek şöyle özetleyeyim

forumdan zaten herkes birbirini tanıyor belli ölçüde buradaki makarayı, samimiyeti, gruba bağlılığı, yardım severliği 1000 ile çarpın derim.

özetsizce tüm düşüncelerime gelirsek;

İlker abinin bu plandan haberdar olunca buraya yazdıklarının haricinde arayıp yoldan bir gün önce detaylı detaylı(sesindeki mutluluk ve heyecanı hissetmemek çok zordu ) neler yapmayı planladığı, bizim nelerden hoşlanabileceğimiz ile ilgili ön bilgi alması gerçekten çok önemli bir jestti.

stajyer ehliyetli Oğuzhan'ın ( ) bizi Bursa'dan iskeleden alıp tekrar iskeleye bırakması, yoldaki rehberliği, arkadaşlığı hoş muhabbeti gerçekten çok keyifliydi. yol çok güzel asfalt çok güzel tertemiz doğa içerisinde tatlı tatlı virajlar

tabi bir miktar yorulduk yolda giderken ama sonuçta Eskişehir'e giriş yaptık ve bizi girişte karşılayan İlker abi ve Mehmet o yorgunluk tamamen geçti gitti bitti hemen kısa bir Eskişehir turu, motordaki ufak sorunu göstermek için servise uğrayış, gövde gösterisi, biraz gürültü yaptık ve buluşma yerine geçtik meşhur Eskişehir Adalar mevkii biraz yolda ve orada insanların meraklı bakışlarına maruz kaldık (amacımız da oydu tabi) çayımızı kahvemizi içtik biraz muhabbet ettik, İlker abinin pek kıymetli hayat arkadaşı ile tanıştık pek eğlendik keyif aldık muhabbetten

kamp alanına doğru yola çıkmadan o meşhur dinazorlu parka götürmeye karar verdiler bizi, tabi İlker abi de çocukları almaya eve doğru geçti o arada.Caner düştü önümüze, Mehmet, Acar abi ve ben o meşhur dinazorlu parka gittik ama biz uzaktan baktık sadece o efsane fotoğraflara konu olmak istemedik başka efsaneler yaratmaya karar verdik hoop korsan gemisi faslı ilginç pozlar falan derken hava kararmadan ulaşabilmek için orayı kısa tutup direk kamp alanına geçmek üzere tekrar İlker abiler ile buluşup Musaözü köyüne doğru kamp atmak üzere harekete geçtik.

Köy yolu standart olarak birazcık yıpranmış durumdaydı ağır ağır gittik (asfaltı temiz olsa var ya off diyorum) yolda Caner sağolsun bir kaç kere kaybolma tehlikesi atlattık ama olsun sonuçta beraberdik yolda amaç biraz da yol yapmak olunca ondan da makara çıkartıp eğlenmeye baktık

yaradanın bir hediyesi misali biz kamp alanına ulaşınca havadaki bulutlar dağıldı, mis gibi temiz hava, şakıyan kuşlar, yıldızlar ve mükemmel bir dolunay bize eşlik etti, çadırları kuruk ateşimizi yaktık çayımızı demledik, yemeğimizi yedik sıra geldi Mehmet'in ufak tıngırtıları ve İlker abinin(10 parmağında 20 marifet var adamın yahu ) körük gibi ciğeri ile ciğerimi dağlayarak Müslüm babadan Sensiz olmaz(bilmeynler için : https://www.youtube.com/watch?v=l-KmnqbT3ZA) ile yaptığı giriş ve bir çok efsane şarkıya. tam yemek sonrası gece 12-1 arası ağırlık çökmüşken bize geldi bir enerji yerimizde duramıyoruz tabi ne yaparsın bu durumda başladık bedenin kontrolünü yitirmeye ve tabi doğal olarak aşırı şekilde eğlenmeye tabi o enerji düşüyor belli bir yerde tükeniyor o kadar şeyden sonra tabi uzun yolu da hesaba katmak lazım birazcık uyuyalım dedik ama ne mümkün Oğuzhan ve Mehmet'in çadırdan gelen kıkırtılar, akan derenin sesi, ay ışığı, kuşların sesleri, çadırdan çadıra muhabbet ama uyuduk tabi

bir kaç saat uykunun ardından dipçik gibi uyandık, hızlıca toparlandık ve tekrar şehir merkezine doğru yola çıktık demir atlarımızla beraber. yine bir minik Eskişehir turu ardından İlker abinin çocukları eve bırakıp bir kahvaltı faslı yapıp yine minik bir şehir turu yapalım dedik ama kahvaltı esnasında muhabbet o kadar iyiydi ki gezmeyi unuttuk adeta(böreklerin yaptığı ağırlıktan bahsetmek bile istemiyorum ) neyse ufak bir kaç yere gittik Eskişehir'in simgelerinden ve tekrar Adalar mevkiine doğru yola çıktık ama ayrılık bu sefer daha yakındı :( çayımızı kahvemizi içip biraz cafe ve grubumuz için pirim yaptıktan sonra yol saati gelmişti :(


hep beraber Eskişehir tabelasına doğru yola çıktık fotoğrafımızı çektik ve vedalaştık.. dönüş yolu pek keyifliydi, daha hızlı geçti ama kalbimizde biraz burukluk vardı yetmemişti iki gün adeta...

biraz uzun oldu farkındayım ama son olarak, bize vaktini ayıran, kapısını açan, imkansızlıklarda imkan yaratarak bize eşlik eden RaptoRRiders Eskişehir ekibine; İlker abi, Oğuzhan, Caner, Mehmet hepinize tek tek çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız bize kucak açtığınız için rabbim hepinizden razı olsun, tekerinize taş değmesin

not: yaz geldi fırsatını bulan gitsin millet bir kaç saatliğine bile olsa Eskişehir çok güzel memleket tabi RR Eskişehir ekibi sayesinde
not2:fotoğraflar ve videolar bir kaç güne online geyik'te olacak