Dağlara taşlara utanıyorum
Virajlı yolları hızla kat ediyorum. Yollar o kadar boş ki hızımı zor ayarlıyorum.
Sağ yanım orman, sol yanım nefis Turunç sahili. Kendisi kötü ama yolu çok güzel.. Benden başka ortada bir Allahın kulu yok. Bir ben bir de sincaplar.. Deli gibi koşturuyorlar asfaltta!
Sincapları ezmeyeyim diye yavaşlıyorum..
Ezilmezler biliyorum ama olur da biri şaşırsa, orman yerine arabamın altına girse ölürüm vicdan azabından..
Ben sincap derdine düşmüşken taksi şoförü ne yapıyor acaba şimdi? Sarpı öldüren taksi şoförleri Duyuyorlar mı vicdan denilen o azabı?
***
Gözümün önüme sevgilimin ölü yüzü geliyor. Motosikletli o güzel çocuk Barbaros Bulvarında öldüğünden (veya DÜPEDÜZ ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDEN mi demeli) düşünüp duruyorum.
Zira benim güzel sevgilim de motosiklet kullanıyor. Ne lüzum ediyorsa takıyor, bağlıyor, dikkat ediyor...
Da hangi kemer, hangi kask yerde yatan yaralı birinin üzerinden geçebilecek kadar vahşi bir zihniyete� karşı koruyabilir ki insanı..
Ne biçim bir ülkeyiz biz?
Ne biçim insanlarımız var bizim?
Bu insanları mı seveceğiz?
Bu insanlar için mi gerekirse canımızı vereceğiz?
Bu insanlar için mi doktor, öğretmen yetiştireceğiz?
Sarp, beyaz Türk idi, güzeldi, yakışıklıydı, tanınıyordu, zengindi.. Gazetelere o yüzden çıktı. Ama bu vahşi oluşumuzu değiştirmiyor. Türkiye her gün bir sürü motosikletli öl-dü-rü-lü-yor! Düpedüz katlediliyor.
Bizim de başımıza geldi. Yine bir taksici yoldan atmaya çalıştı. Az sonra kırmızı ışıklarda yakaladık: Ne yapıyorsun? dedik. Çekilseydiniz dedi. Ne yani öldürecek miydin çekilmedik diye? dedik. Adam gayet soğukkanlılıkla Olabilir dedi, çekilseydin.
Bu kadar. Bastı gaza gitti.
Ciddiydi. Hem de gayet ciddiydi. Yapacaktı.. Hiç düşünmeden..
Ne biçim insanlarımız var bizim?
Nasıl bir toplumuz biz?
***
Yaz bunu diyor telefonda. Yaz diyor.
Yazayım. Haşmet de yazdı dün.
Ne olacak?
Ne değişecek?
Barbaros Bulvarında ölen/öldürülen çocuk son mu olacak?
Okuyacak mı bunu motosikletli avcıları? Bir taraflarına değecek mi? Dokunacak mı?
Türkler kadar kan dökmeye meraklı bir millet yok deyip durur tanıdığım bir tarih sever. Okuduğu binlerce tarih kitabından çıkardığı özet bu.
Evet. Özetimiz bu.. Önceleri savaşlarda, sonra suikastlarda, şimdi trafikte.
Kimiz biz? Bu dünyaya ne için gönderildik? Kan dökmeye mi? Başkalarını, olmazsa birbirimizi öldürmeye mi?
Misyonumuz bu mudur?
***
Öğreniyorum ki Sarp da çok severmiş Turunç�u.
Buraya getirmişler cenazesini.. Burada gömmüşler.. Sincaplar diyarında uğurlamışlar onu.
Utanıyorum. Dağlara taşlara karşı utanıyorum.
Sonbaharın güzel güneşine karşı utanıyorum. Sincapların neşesine karşı utanıyorum.
Kimse yemiyor bizi. Biz birbirimizi yiyoruz sadece..
Tuğçe Baran tugce.baranotti@gmail.com
Gazete Vatan