"İstanbul’daki Çanakkale şehitleri de ziyaretinizi bekliyor!
Çanakkale savaş alanlarına ve şehitliklere çok güzel bir akın var. Anadolu’dan Trakya’dan otobüs dolusu binlerce insan her yıl şehit ecdatlarının kabirlerini ziyaret için Çanakkale’ye doğru yola çıkıyor. Çoluk çocuk, genç yaşlı yüzbinlerce insan her yıl bu ziyareti yerine getiriyor. Ama diyorsunuz ki, ne sağlığımız, ne de imkanlarımız böyle bir ziyareti yapmaya imkan tanıyor. Tamam. Ama eğer özellikle İstanbul’da oturuyorsanız Çanakkale şehitlerini ziyaret şansınız yine de var. “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle; Çanakkale Savaşları sırasında binlerce yaralı, hastane gemileriyle ve karayolundan da çeşitli vasıtalarla hep İstanbul’a taşındı.
Çanakkale Savaşları’nda İstanbul, büyük bir hastane gibi hizmet verdi. Kadıköy yakasındaki koca Selimiye Askeri Kışlası bile hastane olarak kullanıldı. Yarası ağır olup da iyileşemeyenler burada şehit oldu ve büyük çoğunluğu Edirnekapı’daki şehitliğe gömüldü. Şehitliğin olduğu bölüme de Çanakkale Savaşları’nın ve destansı zaferlerin anısına büyük bir anıt dikildi. Mehmed Âkif Ersoy merhum da bu şehitlerle polis şehitleri arasındaki bölümde medfundur.
***
22 BİN ŞEHİT İSTANBUL’DA
Edirnekapı’daki şehitlikte 22 bin Çanakkale şehidi yatıyor. Edirnekapı şehitliği kültür tarihçisi araştırmacı-yazar-yapımcı Talha Uğurluel’in ifadesiyle adeta “Küçük Çanakkale”dir. Ecdadını ziyaret etmek isteyenler Edirnekapı’ya gidebilirler. Belki de dedelerini burada bulacaklar. Mesela bizim son ziyaretimizde de öyle oldu. Zaman Gazetesi Kültür Servisi’nden Ahmet Doğru Bey, kitabelerdeki isimleri okurken Bandırmalı “İbrahim oğlu Recep” adını görünce “A, bu büyük ninemizin bahsettiği Çanakkale’ye gidip de dönmeyen aile büyüğümüz olmalı.” deyiverdi. Memleket ve isimler uyuyordu. Siz de böyle sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.
***
İLAHİ İKRAM KÜÇÜMSENEBİLİR Mİ?
Çanakkale’de savaş esnasında yaşanan sayısız fevkalade hadiseden başka savaş sonrasında da pek çok olağanüstü hadise vukû bulmuştur. Cesedi bozulmamış şehitlerimiz, tüfeğini bırakmayan askerimiz, akşamları görülen nöbet mangası, daha neler neler. Bugün bu manevi hâlden yoksun bazıları bunları, “hurafe” olarak yansıtmaya çalışıp, insanımızın maneviyatını bozmaya çalışıyorlar. Savaştan sonra ortaya çıkan bu ilahî tecellilerin en önemli hikmeti, “Ve’d-Duha” suresinde ifadesini bulan “Rabb’imizin bizi terketmediği ve yolunda gidersek de terketmeyeceği”ni ifade etmesidir. Biz Çanakkale’de şahlanan rûhu canlı tuttukça ilahi nusret de her zaman milletimizin üstünde olacaktır.
***
EDİRNEKAPI’DAKİ “MEÇHUL ASKER”
Karayolları idaresi, şehrin çevre yollarının yapımına başlamış. Hazırlanan plana göre yollardan biri de Edirnekapı Şehitliği’nin ön kısmından geçecek. Yol çalışmaları öncesinden yolun geçeceği yerlerdeki mezarlıklarda nakil işlemleri yapılacak. Yol geçen yerlerdeki mezarlara sahip çıkan olursa gelip “kendi ölüsünü nakledecek, kimsenin sahiplenmediği mezarlar ise buldozerin acımasına bırakılacak. Gelin olayı, o yıllarda 17. Bölge Müdürlüğü l. Grup Şefliği’nde inşaat sürveyanı olan Kütahya Emetli Ahmet Yenel’den dinleyelim:
“Çevre yolu ve tünelinin geçiş yapacağı istikamette, Edirnekapı Mezarlığı bulunmakta, -ne tevafuk ki- Çanakkale şehitlerinin gömülü kısmı da tam yolumuzun üzerinde; mecburen, mezarları açıp şimdiki şehitliğe nakledeceğiz.
Bir gün, ölüler arasında elbise ve vücudu nokta kadar bozulmamış bir subay çıktı karşımıza. Tam uykuya dalmış bir kişi; pantolonunun iki yanında kırmızı dikişi vardı. Gözleri yumuk, sanki bize gülüyordu. Öyle bir hali vardı ki; ‘benim canım yok olmadı, öbür dünyada bile olsa ben böyleyim’ der gibiydi. Olay cuma gününe denk gelmişti. Aynen elbiseleri ile tabuta yerleştirip camiye götürdük. Namazını kılarak tekrardan bu günkü yerine diğerlerinden ayrı olarak gömdük. İnceleme sırasında isminin Mülazım Yusuf olduğu tespit edilmişti. Ama, mezar taşına ismi yazılmamış.” (Bakınız: Çanakkale Savaşları, Talha Uğurluel, sf: 235)
Taşının üzerinde şu ifade yer alıyor: “1971 yılında şehitlikteki tünel inşaatının yapımı esnasındaki kazılarda meçhul asker elbiseleriyle birlikte bütün olarak bozulmadan bulunmuştur ve buraya bulunduğu şekliyle defnedilmiştir. Ruhu şadolsun.” Bu meçhul askerin mezarı polis şehitliğinin içindedir.
Sayı: 223
Bölüm: Çanakkale Destanı "
Evet Güssel İnsanlar... işte Çanakkaleye gitmeden şehitlerimizi anmanın başka bi yolu daha...
İşte Günün Planı: Sabah Saat 10 da Eyüp Meydan da Buluşuyoruz( daha Erken de olabilir)... Simit Sarayı ya da başka bi mekanda bi kahvaltı... ardından 11gibi Edirne Kapı Şehitliği için Hareket Ediyoruz... Yaklaşık 1 saat kadar- ki O kadar bile sürmeyebilir, şehitlik okadar büyük değil- şehitlikte dolaşıp, şehitlerimizi anıyoruz... Saat 12de yola koyulup maslak yada beşiktaş üstünden Rumeli Kavağına gidiyoruz... Kaavakta ve ya yol üstünde bildiğiniz başka bir mekanda çay-kahve molası, sahil keyfinden sonra Gökhan Abeyin bizi götüreceği Tekneye gidip Balık yiyoz... ardından duruma ve saate göre sahilden ve ya maslak üstünden dönüş yoluna geçiyoruz...
başka önerileri olan arkadaşlar da yazsınlar.. benim aklıma bu kadarı geldi... haydiii çabucak organize olalım...