motosiklet.net sitesinden bir doktorun yazısından alıntıdır lütfen dikkatle okuyun
Bugün öğlen saat 12:00 gibi acil servise motorsiklet kazası sebebiyle çağırıldım. İki yaralıdan 40 yaş cıvarında olanın enişte, 18 yaşında olanın yeğen olduğunu öğrendim. Evlerinin hemen yakınındaki dükkana giderken KASK takmamaya karar vermiş enişte. Artçısı oğlan için kask olduğunu bile sanmıyorum. Bir otomobil önce motosiklete, ardından da bir yayaya çarpmış. Yayayı kurtaramadık, o amca acilden yoğun bakıma yatırdıktan kısa süre sonra öldü. Eniştede kafayı baştan başa kateden yaklaşık 20 cm lik cilt kesisi ve birkaç kaburgada kırık vardı. Yeğende ise göz kenarından yanağa uzanan bir kesik.. Tabii dirsek, diz ve ellerdeki sıyrık ve ezikleri saymıyorum. Enişte ve yeğeni arka arkaya tomografiye çıkardım. Eniştede sağ şakak kemiğinde ikili kırık ve hafif bir çökme, oğlanda ise sol beyin yarıküresi üstünde ciddi bir beyin kanaması vardı. Oğlan doğal olarak komadaydı o esnada. Tomografiden hemen sonra genci ameliyathaneye indirdik. Önce saçlarının sol yarısını traş ettim (buna son Mohikan modeli diyorum ben). Sonra, hani şu son günlerde "kask cool görünmemi engelliyor!" filan gibi bir sloganla verilen koreli beyin ameliyatlı çocuk fotografındaki gibi bir cilt kesisi yaptım (hani şu ters U şeklinde olandan). Hakikaten çok cool görünmüyordu o kesiyle. Sonra cilt altındaki çiğnemeyi sağlayan adaleyi elektrokoterle kesip kemiğin üstünden sıyırdım. Kemikte bir yandan diğerine uzanan derin ve ayrık bir kırık vardı. Kırığın biraz uzağına pnömatik matkapla bir delik açıp 6-7 cm çapa kadar genişlettim. Beyin zarı şiş ve gergindi, ayrıca altındaki kan pıhtısından dolayı mor görünüyordu. Beyin zarını 15 nolu bisturi ile açınca çok yüksek basınçlı pıhtılar ve taze kanama fışkırdı her yana. Kanayan yeri bulup kanamayı durdurdum. Adale ve cilt katlarını kapattım. Yara yerinden birkaç da dren dışarıya çıkarttım. Kapattığımda gerçekten de "cool" görünmüyordu. Oğlan uyandı. Saçma sapan konuşsa da bundan sonra iyiye gideceğini ümit ediyorum. Enişte ise serviste izlemde yatıyor. Ama kendini tren istasyonunda sanıyor, o ayrı...
İşte size naklen yayın gibi bir günümün hikayesi. Buna benzer motosiklet kazası yaralıları ile haftada birkaç kez uğraşıyoruz. Sıklığı ise hiç te haftada bir, ayda bir forum köşelerine düşen veya gazetelerin bölgesel eklerinde arasıra yer alan sıklıkta da değil bu yaralanmaların, sadece İzmir'de orta çaplı bir hastane benimki ve, bakın tekrarlıyorum, haftada birkaç kez uğraşıyorum bunlarla. Birçoğu COOL bir yara iziyle sağ salim taburcu oluyorsa da azımsanamayacak bir bölümü de felçli, konuşamaz, veya kendi işini göremez halde toplumun merhametli kollarına doğru yola çıkıyorlar.
Bu hastalarla konuşurken benim klasik sorular ise şöyle (tabii eğer hasta komada değilse) (ha, bir de hemen belirtmekte yarar var: motordan düşen kasksız herkesin kesinlikle kafada büyükçe bir kesiği oluyor, ve acayip ağır bir kan kokusu duyuyosunuz yaklaştıkça):
- Nasıl motordu?
- Skutır abi..
- Kask var mıydı sende?
- Yoktu abi..
- Kız arkadaşında?
- Onda da yoktu abi.
- Ehliyet?
- Bizde ne gezer abi...
- Ruhsat?
- Hmmm...
- Plaka?
-....
- Eh be anacım, ben ne diyiym sana şimdi....
Kıssadan hisse:
KASKINIZI TAKIN BENİ VE MESLEKTAŞLARIMI UĞRAŞTIRMAYIN !
'Cool' ameliyat izleri istemiyorsanız, n'oolur daha yavaş, daha dikkatli ve kesinlikle tam korumalı sürün, uzun yaşayın.
Okuduğunuz için teşekkürler.