Şampiyonlar Ligi takipçileri iyi bilir, Shevchenko için çok klişe bir İlker Yasin yorumu vardır "döndürmeyin" diye. Çünkü Shevchenko iyi döner, döndümü de rakip defans için çok tehlikeli olur. Konu bu değil, farkındayım ama ne zaman fiil olarak dönmeyle ilgili bir şeyler duysam zihnimde o cümle dönmeye başlar; "döndürmeyin çocuklar".
Bir de bizim cruiser'ların dönmeyle ilgili ciddi sorunları var. Onlar da dönmeye kalktığında tehlikeli olabiliyorlar. Tabi burada rakip defans yok... tehlikenin içerisinde olan bizzat bizleriz. Ve çok bilmiş aydın motorcu abiler de "la maynak mısın olm sen... şehir içinde cruiserla uğraşılır mı" der bize. Onlar çok bilirler.
Yalnız birilerinin onlara bunun sürüş tekniğinden çok daha öte bir şey olduğunu anlatması lazım. Ve birileri, olayın arkasındaki şeyleri göstermeli ki "abi galiba haklı" gibi bir yanılgıya düşmeyelim.
Biz bu motorları şehir içinde istediğimiz bir yerlere rahatça gidebilmek için almadık arkadaşlar.
Bizim bu motorlardan beklentimiz genel anlamda bir zaman ve para tasarrufu olmadı hiç bir zaman.
Bırakın tüm bu dedikoduları...
ve;
"Döndürmeyin çocuklar!"
Bırakın, düz gitsin. İstanbul'dan çıksın yola, Rize'ye kadar koca bir günü yesin. Çünkü motosiklet bizim gündelik hayatımızın bir parçası değil. Aksine, gündelik rutinleri geride bırakıp hiçbir şeyi umursamadan uzaklaşmak sanatının araç-gereci. Monalisa'yı çizen fırça.. ya da Tolstoy'un daktilosu gibi.
Şöyle de bir farkımız var o büyük ustalardan. Onların yaptığı iş ciddi bir yetenek, çalışma ve sabır isterken bizimkisi sadece cesaret ister. Bu sebeple onların eserlerini görenler anlayıp alkışlarken bizim eserimize bakanlar garip bir şekilde kafasını kaşır.
"Döndürmeyin çocuklar!"
Döndürmeyelim. Basalım marşa... Ayvalık'a gidelim. Daha ikincisini bitirmeden, üçüncüsünün hayalini kuralım. Hiç değilse yılın bir kaç gününü 'dönmeyi' düşünmeden geçirelim. Çünkü cruiser'ın felsefesinde bu var. Ve çoğumuz janjanlı görüntünün arkasındaki bu aurayı görebildiğimiz için bu makinelere biniyoruz.
Varsın şehir içinde biraz zorlasın bizi. Kimin umrunda?