Sene 1994
Babam benı özel okula yazdırmıştı,herkez 'aman ne işin var?orda herkez havalıdır, yuzune bıle bakmazlar' deyıp psıkolojımı bozmuştu.
Derken okulun ılk gunu geldı ve lıse bır başladı.Korka korka gıttıgım, o sessiz,az nüfuslu okulda yanıma bırı geldi,uzun kıvırcık saçlı,cool görünümlü, uzun deri montlu bıriydi,ustelık en ust sınıftandı.Gelip, elini uzattı gülümseyerek ve hafta sonu sınıfla beraber röneparka gıdeceklerını anlattı,benıde davet etti ,o kadar hoşuma gıtmıştı ve kendımı değerli hissettirmişti ki anlatamam.Tereddüt etmeden kabul ettım.İlk gunun korkusu,o sıcak yuzu ve dost eliyle kaybolmustu.O yaştakı bır çocuk için bu çok önemliydi.Bütün korkularımı bir sıcak merhabası ve candan dost eliyle silip götürdü.O gun bu gundur hayatımda hep özel bır yerı oldu.
Sayısal olarak geçen 14 yılda bu sıcak guluş hiç değişmedi,sohpetımızın hiç tukenmedıgı ve hiç sıkılmadıgım belkıde yanında korkmadan aglayabıldıgım,bana motor sevgısını yenıden aşılayan,ilk kez fobımı yenıp yerde ,ustelık bır çadırın içinde güvenle uyuyabilmemi sağlayan(üstelik matsız ve yastıksız nadır ınsan Emir,dostum ,arkadaşım,bazen sırdaşım,akıl mercim...
İyıkı o eylul sabahı yanıma gelmişsin ve ben ıyıkı senı tanımışım,annen senı ıyıkı dogurmuş.
Sana Datça da,kuçuk restaurantın da, denızde bır tekne,balkonu denize bakan evinde, kapısında motorun,gökyüzünde uçurtman ve yanında sevdıgınle, huzurlu bır yaşlılık diliyorum.Herşey gönlündeki kadar güzel olsun.
Mutlu ve özgür yıllara...
Dilek Kocatepe