Biliyorsunuz, yazılarımda Türkiye’de motokros sporunun oldukça geri olduğunu, bunun da, anne-babaların çocuklarını bu spora teşvik etmemelerinden kaynaklandığını vurguluyorum. Tamam, biraz pahalı bir spor olduğunu kabul ediyorum, ama çoğu kez çocuklarımıza aldığımız gereksiz bir sürü oyuncağa, neredeyse bir kros motosikleti kadar para harcıyoruz. Halbuki motokros hem fiziksel olarak, hem de yarış stratejileri bakımından da insanı zihinsel olarak geliştiren bir spor.
Ne tesadüftür ki, mahalleden bir komşum, bu konuda takdir edilecek bir adım atarak, oğluna bu konuda destek vermeye başladı ve büyük ihtimalle, çok yakın gelecekte hem ülkemizde, hem de yurtdışında başarılar kazanmaya aday bir motokrosçu kazandırdı. Bundan birkaç yıl önce Cihan Nurcan, kendi hobisini de oğlu Ata ile paylaşmak istedi ve ona bir çocuk motosikleti aldı. Başta motosiklete yalnızca eğlence amaçlı binen küçük Ata’nın, günün birinde kesin bunu spor olarak da yapması gerektiğini düşündüm. Çünkü biniş stili ve gaz açmaktaki cesaretinden etkilenmişti. Görüşümü babasıyla paylaştım.
Okulunda da çok başarılı bir öğrenci olan Ata, takdirname getirince babası tarafından 65 cc’lik bir KTM’yla ödüllendirildi. Böylece günden itibaren motokrosa adım atan Ata, çok kısa sürede önemli gelişme kaydetti. 65 cc’lik motosikletinin sınırlarını zorlamaya başlayan Ata, 85 cc’lik KTM’ye geçti. Babasının da özverili desteğiyle bir an önce tecrübe kazanmak için Türkiye’den önce Avrupa Şampiyonası’na katılmış. Fakat henüz 85 cc’liğe yeni başladığından, bu yarışta tecrübeli rakiplerinin arasında başarılı olamamış, ama yılmamış.
İkinci yarış tecrübesini Türkiye’deki Motokros Şampiyonası’na katılarak yaşamış ve bu yarışta 2. olmuş. Daha sonra iki Balkan Şampiyonası’na katılarak tecrübeli rakipleri arasında 11. ve 9. olarak ülkemize bu kategorilerde ilk puanları getirmiş. Ata, Türkiye’deki son yarışta da 2. oldu.
Ata Nurcan’ın hedefi, üç sene içinde Balkan Şampiyonluğu ve Avrupa’da ilk üç...



İmkan verilmeli
Ülkemizde aileler, Ata gibi gençlere imkan verirse, bu sporda kesinlikle dünya klasmanında sporcular yetişir. Bir Kenan Sofuoğlu örneğini gördük... Kenan gerçekten çok zor şartlardan bulunduğu yerlere ulaşmış bir isim.
Kendisi motosiklete binen kişiler bile, bazen çocuklarına bu sporu aşılamak yönünde neden çekingen davrandıklarını anlamak güç. Tekrar ediyorum, genç yaştan motosikletle büyüyen birinin motosiklet tekniği mükemmel olacak, hazmetmiş olduğu için de, caddelerde gazlamak yerine bunu yarış parkurlarında yapacaktır.
Tabii yarış parkuru demişken, bu sporun gelişememesinin bir başka sebebi de, motokros parkurlarının azlığıdır. Aslında belde belediyeleri de, bazı devlet arazilerini bu spor için tahsis ederek, motokrosun gelişmesinde öncü olabilirler. Yurtdışında, basket, tenis veya futbol sahaları gibi motokros parkurları var. Bu sayede oradaki her yarışa yüzlerce katılımcı, buradakilereyse Türkiye Şampiyonası’nda dahi katılımcı adedi 30-40’ı geçmiyor.
Ata gibi, aileleri tarafından desteklenen gençleri, motokros parkurlarında gençleri görmeyi ümit ediyorum

Kemal Merkit
kemal@sportworksgroup.com